16
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
1758
Okunma

gözlerimin buğusunda boğuluyorum
gönül penceremden sızan her damla
kahreden bir yalnızlığa bulaşıyor yavaşça.
hata zincirleriyle bağlanmış kollarım
çözemiyorum.
en kötü karar kararsızlıktan iyidir dense de
bir parça düşünce payı bırakmalıydım geleceğe
şimdi gömülü umutlarımı
çıkarmaya çalıştıkça arka bahçemden
tırnaklarım sökülüyor dibinden
pişmanlıklarım ayyuka çıkmış
birer meteor gibi
tek tek dökülüyorlar maskesiz yüzüme
çarptıkça ses gelir derinlerdeki bitimsiz ayrılıklardan
her biri ’’ah’’ kadar yakın bana..
gülümsemek haram kılınmış dudaklarıma
göğsümde hıçkırıklarım intihar ediyor
kendi ilmeğini boynuna geçirerek
en çok ellerim
ah o nereye koyacağımı bilemediğim
buz dağları
erimiyorlar gözyaşlarımla bile
sıcak bir elin dokunuşuna hasret
gözleri açık gidecekler.
çıkmaz bir sokağın karanlık yüzündeyim
yıkmak için dokunsam duvarları
o karanlığın altında kalacağım.
biliyorum
yaşamak için geç
ölmek içinse erken henüz
tercihlerimin kurbanı olan ben
sadece pencereden seyrediyor hayatı
gelip geçen insanların tarifsiz yüzleri kendi içlerine dönük
kimi kadın eteklerini uçurarak
sevgilisinin kolunda salınıyor
nispet gibi geliyor bana
kimi adamlar şapkayla beyinsizliklerini saklayarak
ellerindeki bastonu arada camıma tıklatıyorlar
çöküyorum olduğum yere
dizlerim sürekli saklanmaktan yorgun
perdeyi çekecek gücü bulamadığımdan suçluyum
lambaları yakacak cesaretim de yok
yokmuşum gibi numara yapmak kolayıma geliyor.
’’bir gün’’ diyorum kendi kendime
o pencereyi sonuna kadar açıp
kuş gibi uçacağım kaderimin yazıldığı yere
bekle hele hayat beni
belki de bu sefer bir kelebek olup
konacağım yarin omuzuna
üç günde üç gündür diyerek.
Ayvazım DENİZ