10
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
2271
Okunma

Ölümden başka gerçekler de var hayatta, en az ölüm kadar bizden, en az ölüm kadar elzem...
O
ölüm gerçeğine benzeyen olgu
hangimiz tamamen unuttuk gönderdiklerimizi
unut toprağı örtsek de üzerlerine
az biraz eşeleyince yeşerir ya, dal dal, çiçek çiçek
bırakıp gidene hasretimiz
alevlenir ya yüreğimizde ki kor ateş
toprak kokar ya kirpiğimizden düşen damlalar
işte O’da öyle bir dokunuştur sineye, bir an yanan, bir an sönen
O
unuttum yalanıyla uyutulan adeta ninni gibi
aslında hiç unutulmayan
uyumuyan, sadece gözleri kapalı, hep taptaze gül kokan
bir dokunsan bin ah duyulur ya yürekten, işte o ses
0
kabuğun altında kanayandır, ılık ılık akan, usulca sol yanımızda
göz kapakları ardında ağlamaktır, içine yağmak, çisil çisil
bir şiirdir okunası, kısa ve öz, içten ve samimi
muhatabının dilinden dökülen, kan damlar gibi gül yaprağına
labirentlerinde yorulmuşken ruhun
ben
sen
tarafı tutmayan
giderken yüreğime attığın tohumun
ben
tarafı gül veren fidanın
güllerin kokusu ey adını bile unuttuğum
sen
tüm yollar sana çıkıyor
O şiirlerin ilhamı,
O yaşama sevinci,
O gözlerin saklayamadığı,
O yüreklerin hem derdi, hem ilacı,
O kabuklarla üstünü örttüğümüz,
O kaçamadığımız,
O kaçmak istemediğimiz...
İşte O aşk!
5.0
100% (11)