6
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
1407
Okunma

hani diyorum yine her yer o ıtırla koksun
kucaklarında sallanalım ezgilerin
ıslanalım hafiften
gökkuşağı giyinsin dört bir yan
razıyım cakadan çalımlar kuşansan
istemez miyim yüzüme baka baka abiye cümleler kursan
aklından geçenleri resimleyebilsem meselâ
sesinin sıcağında ısınsam
içim içimi yiyor
çok param olsa ayrılmazdık belki
söylemesem olmaz
bir yanımda zırh gibi dikili
saçma geliyor uzaktan bakınca
bunca kalabalık hınca hınç hareketlilik
neyin peşinde insanlar
aşkla randevu bir an
gün yirmi dört saat!
seçim konvoyları kadar beklentisiz
bunca zimmet
utanmazlık hezimet
neye delâlet bu
darası alınmamış sefâlet
sevgisizlik deme sakın
aç gözlülük, doymazlık
bunu kendime hakaret addederim
suçludan korkmaktan
ya da utanmaktan başka nedir
sorgularda paravan kullanmak
şimdi kime âit
bu kulak memesi kıvâmında
dört başı mağrur benlik
tadında dövülmüyor mu eskisi gibi kahveler
neden yüzümüzdeki kıraat bozgunluğu
hani onurdu en büyük zenginlik
o nur?
yazıyorum yine Allah ne verdiyse
bir dünya okuyor, zenginim
seni ilk kucakladığım gibi ümmi, değilim
âdet edindim artık
sağ gösterip ölü gömüyorum sürekli
pencereleri göğe bakan bir evim var
artık evliyim!
hem ehilleşti artık " bilinci nasırlı bahçıvan çaresizliğim"
artık yazmak için yırtılmış kağıtlara düşen yaş değilim
gül dalına zakkum aşılanmazmış öğrendim!..
ToprağınSesi
.