0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
938
Okunma
Bilir şehirler
Solgun yaprağın üzerine düşen çiğ damlası da bilir
Kumsaldaki kum tanesi
Yaşlı sandalcı
Gürbüz çocuk
Ölüm döşeğindeki hasta
Hepsi bilir
İnanmaktır yolu yaşama tutunmanın
Özlemek yetmez
İstemek yetmez
Yürümek, hattâ koşmak da yetmez
İnanmak gerekir
Sözcükler getirir parıltıları
Can suyu verir çürümek üzere olan köklere
Fakat yetmez, yetemez
Kimsenin dokunmadığı gibi dokunmak
Mutlak bir güven duygusu taşımak
Hırçın dalgalarını denizin,
Eğip bükmek
Evet güzeldir bunlar ya,
Eksiktirler de biraz
Taşın sabrı
Düşün imgeleri
Size nasıl da muhtacım?
Yoruldum savaşmaktan yel değirmenleriyle
Çoğalmak isterken azalmaktan yoruldum
Kamçıladığım doru tay
Beni sonsuz kederlere götürüyor
Koynumda bir yalanı besliyorum üstelik
Soğuk ellerim
İçim de soğuk
Üzüleceğim besbelli
Unutacağım taramayı saçlarımı
Bin yıllık şaraptan içeceğim
Öğrenmeliyim herkesin bildiği bu gerçeği
Ve artık kabullenmeliyim
Saatin sarkacı döndürülemez geriye
İzler isimler gidemezler bir adım dahi öteye
Anlamalı, idrak etmeli şimdi
Siyah sızılar giyinilmeli
Acı
Betimsiz kalsın varsın masallar
Gökyüzünün sonsuzluğu
Sökülsün içimden
Çünkü yakındadır nar vakti umutlarımın
Kelimelerimin tükendiği andır...
5.0
100% (6)