1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1765
Okunma
YILDIZ TABYA
Korkular gurbete not düşer
Ben sokakta soğuk kanat çırparken,
Söylediğin şarkılarda bıraktım gençliğimi
Eksik bıraktığın adamlığım ve sen,
Hep birden ötelere koşturma heyecanlarım
Sessiz gemilerin geçişinde bahar kokusu,
Besliyor alemleri cırcır böceklerinin zikirleri
Cezbe kaptırmış kendini ,
Aşk ile salınıyor Marmara
Gecenin siyah saçları okşuyor ilhamlarımı
Risaletten kopan bir dalga vuruyor iman limanımı,
Açılıyor alem-i misal rüyalarımın içine,
Geçmişi nurlandıran bir hal aldı hakikatler
Seyre dalıyorum,
Nurlu günahlarımı
Yavaş yavaş hiçliğe kavuşuyorum,
Her adımda bir başka lezzet-i manevi
Hayret diyarlarında fıtrat üzere basit bir hayat
Bütün şatafatı ademe atıyor,bu nurlu yokluk
Meğer nuraniyetmiş bütün alem
Evren ayaklarımın altında,dönüyor umarsız
Tebessüme vuruyorum her zulmü
Tefekkür ile imanımı sorguluyorum
Kaçtığım gerçekler yakalıyor beni,
Ayrılıktan öte bir kanserle imtihan oluyorum
Sahipsiz fikirlerin yolunu takip ediyorum
Her bulduğum hicran kapısını aralıyorum,
Enkazlar arasında bir tebessüm çiçeği açıyor,
Sevdiriyor kendini bu dağınık bulutlar
Tokatlar çirkinleştiriyor bütün umutları
Kinim ummanlara hatır soruyor
Bir eda kopup geliyor uzak diyarlardan
Sanal dünyamda doğan güneş ,çevreliyor ruhumu
Vazgeçilmez oluyor senin adına her şey,
Ve birleşmeler,
Acı bir tehire bağlanıyor.
Yine bir hükmün sabahını bekliyorum
Elimde avucumda yitikler haritası,
Bir cellat umutlardan kopmuş geliyor
Kab gibi boynumu uzatmışım,
Rahmetten intizar
Fütursuz ve tedbirsiz teslim edilen duygular,
Bütün ulvi duygular bozuk para gibi harcanır
Geriye kalan yıkık dökük bir ruh,
Ancak bir eskiciye satılır
Anlayamazsın ve hatta anlatamazsın
Sorgular başlar ,baştan aşağıya
Bu hallerime tek tanıklarım ruhanilerdir
Tebessüm arası gözyaşı ile misafir ağırlarsın,
Kararlar alıp bozarsın,
Daha bunun gibi neler yaşarsın
Vazgeçmenin korkusu sarar içini
Her satırı bir bilinmezliğe götürür seni,
Menzillerin karanlığa düşer
Gözyaşların avuçlarında ayna olur,
İzlersin kendini
Yine matemlerden sıyrılır ,
Huzura varırsın
Gemiler dolusu hicranlar seccadene boşalır,
Arınır,yıkanırsın
Ve boynun dik kalkarsın
Sevgiden anladığımız acılar
Urganlarla sıklaştırdığımız yuvamız,
Maneviyattan kaçan ucubeleriz
Slogan dolu ayrılıklar
Yürümeye dermanım kalmadı,
Yarınlar yitik diyarlara cem oldu,
Emanetimi gayrı taşıyamıyorum
Misafirim,kalmak yük oldu
Artık gözüm yolda
Güneşler ıslatmıyor bedenimi
Bir yırtık pırtık ,Karani beden
Elden bir hal gelmiyor nicedir
Kaynayan ruh,bir mihmandar ararken
İzliyorum benim için yazılan kader satırlarını
Mehtap bu gece senin yüreğinde batıyor
Kapılar kapanıyor ardıma,
Yine de küçük bir kalp atışı duyuyorum
Ellerim küçülüyor,
Duaya kalkarken
Gözlerimden dökülen parçalar, yeni bir ruh oluyor
Zerreler soruluyor benden,
Geceyi bir güneş kaplıyor
Sorular yaklaştırıyor beni sana
Hazin bir ayrılışa beden biçiyorum
Cennete sözleşip,
Rahman’a teslim ediyorum muhabbetimi
Arabesk bir aşk alıyor bu konuşmaları,
Sonu isyanla bitmesin istiyorum
Dualaşmalar teselli defterine yazılıyor
Küçük bir kalp alıyor beni,
Sonunu merak ediyorum bu firakın
Bir çığ kopuyor çöllere
Yine de sadakatle gem vuruyorum
Bu vuslatın tiryakını,
Yıldız Tabya’da arıyorum.