3
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1175
Okunma

söyle
sevda kelimeleri neden bu kadar yeşil
sararıp düştüğü zaman dalından
kanamaz mı geride kalan
hep mi bahara hasret yaşar.
yalandan kim ölmüş.
en güzel aşk yalanlarını üfle yüzüme
kirlenirse bana gelene kadar
yenilerini hazırla us/unda
biraz zeka işi bu
herkes beceremez böylesi yürek burkan kelimelerin belini kırmayı.
sevda senin neyine.
gece yastığa gömdüğünde başını
saçların akşam rengine büründüğünde
en çok o zamanlar düşün beni
ki bilirsin ben karanlıktan hep korkmuşumdur
bir yalan da o zaman söyle mesela
’seni unutmadım, unutamadım’ gibilerden
saçma sesler gönder kulağıma
hissetmesem de gerçek yüzlerini kelimelerin
bir inanma anıma denk gelir
bakarsın yine inanırım eskisi gibi.
ayrılık türkülerini hiç sevemedim ben
gözlerimi ne zaman yumsam
o eski şarkıların en usturuplu nağmeleri döküldü dudağımdan
’bir gönül sayfası daha kapandı’
ne zaman açılıp ne zaman kapanır sayfalar.
halbuki yeni doğan bir çocuk
nasıl boş beyaz bir sayfa gibiyse
aşk da ilk başlarken süt beyazıdır kesilmeden
gönle yayılır su gibi
lk karalamalarını
siyahın gözleriyle yapar
’kömür karasıdır’ çıkmayacak sandığımız
saplanır kalırız kelimelerin en gizemli havasına
gözyaşıyla yıkanınca akıp gideceği kimin aklına gelir
kalan lekeler zamanla ıslanarak temizlenecektir
eh be hayırsız
bu kaçıncı cinayetin bilemedim ki
her seferinde faili meçhul davalarda boy gösterdin
ispatlanamadı işlediğin cürümler
ve sen yine o karanlık yalanlarına devam ettin
ellerinde kurumuş sevdaların kanları
daha yıkamaya fırsat bulamadan
gözlerinden kaçıncı vuruşun sahipsiz yürekleri
yere düşen her çığlık
senin kazanç hanene artı puan.
söyle
batan güneşin hışırtısını duydun mu hiç
nasılda giderken hüzün bulutlarını peşinden sürükler
o yüzden efkar basar geceyi
içi kızarır
yüzü kararır.
Ayvazım DENİZ