30
Yorum
43
Beğeni
5,0
Puan
2330
Okunma

derinlere gömülür cünüp günahlar
gizliliğin o derin kuytusunun ta içine
bünyesinde ki küf kokularıyla
özlerinin şefaatine sığınamadan
-ki karanlığa kara kaplayan ruhlar
gözü kan bürümüş çılgın ruhları doğurur
kim bilir ki celladımsı duygularını kaç asırdır anar
kuvvetli bir nefes gibi kem gözlere nazar
atışır durur alevlerle
bağrı şer
kinleri kabil gibi kanlı
kirli elleriyle yakarken yürekleri
...
öyle uzun
öyle uzun ki suçsuz bedenleri paralaman
ceddinin sığındığı bu topraklar da
oynuyordunuz masmavi
şimdi ırak mı kaldı o dönmüş gönlün bu canım yurttan
ırak çok ırak mı kaldı ellerin
bir dem içinde kaynatılırken gerçekler
-kin ve garezden neden ki dönmüş gözlerin
sen el’e döndün ya
apaçık ortada dururken kardeşlik
deliye döndün ya
bir zaman gül taşıyan o eller
şimdi bıçak tutuyor sabileri paralayan
-hayra yormadan
öylesine uzun uzunki gönlümden kopuşun
birliğimizi yere çaldığın andı o an
kapkara düşlere sürüklerken
keza suyun hatırına dokunmamakta var ya
ırak mı çok ırak gönlün rızasından geçtiler
-dur bile diyemeden
...
vakitli vakitsiz bu çaban niye
ölüp ölüp diriliyoruz birlikte vakitsizce
baharda kış yaşanır mı
eylül hastası ruhlar
ezilir bir gün içinde
düşünce eninde sonun da pişmanlıklar yüreğine
dur artık söylenme derken şair
kurban oluşta gitti kelimeler kalleşliğin uçurumlarına
sevinçler çökerken haçlının kucağına
yere düşerken şehitler
alçakların o melun başları göğe erdi mi acaba…
(12.10.2014) AZAP…
5.0
100% (43)