7
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1061
Okunma

diyorum ki
dağılır her bir öksüz duygu semaya
ardın sıra sürüklenir
bir lokma sevda uğruna
ıslanır yokluğunun yağmurlarında
izbe bir köşeye çöker de
kibritçi kız gibi
son duygu kırıntılarını da
ısınmak adına tutuşturur
sonu malum.
avuçlarımda
’’gitme’’ sözlerimi savururken kutsal toprağıma
mecburiyetin suları akar pınarlarımdan
ahitten birkaç cümle uçuşur şiirlerime
’’dinle’’ dedikçe, adımlarını durdurma çabama
bakışın ateş
bakışın jilet kesiği
dudakların kilitlenmiş ’’ gitmem’’ sözüne
açmaya uğraştıkça
duruşun umut eşiği
dudaklarım kan revan
avuçlarımda
lambadan çıkan cini diliyorum şu an
üç dileğe gerek yok
tek ’gitmesin’ dileğim olsa
sevinçler üstüme devrilirdi
altında kalır
mutluluktan son nefesimi onun dudaklarına verirdim.
şefkatin aldatıcı saatleri kurulurken ömrümün atlama köprüsüne
şeytanın kahkahası duyulur kulaklarımda
hep mi böyle olur ?
acı hep mi soluk kesici bir çabuklukta keser insanı
vurulduğunu yüreğinden fışkıran sızıyla mı anlarsın sonradan
bu kadar mı düşünce denizinde çırpınmalar durulur aniden
mantık kalbi geçme telaşında
kalp, kriz aşamasında
bu mudur?
beklemenin en ağır geçen saatleri
gözlerim tavana dikili
artık ne kalem, ne defter vız gelir
saatleri gelişine kurduğum günden beri
şiirler teker teker ölür
bekleyeceğim
dönüş yolunda
elimde en beyaz
en nadide
yıldız gibi ışıldayan beyaz şakayıklar
gözlerimin rengi özlemin renginden seçilmeyecek
sevinçler dörtnala şaha kalkacak
acı olan ne varsa çiğneyecek ayaklar altında
kızgın buseler lav olup dudaklarında donacak
olacak bunlar
biliyorum.
anlatamıyorum
Ayvazım DENİZ