6
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1690
Okunma
BUSE...
Ölüm aktı
Çeşme başında hayat
Dışarıda Eylül sonralı kasım
Aktı ömür…
Niyazi’nin sırtında küfe
Çocukların ellerinde çamurdan oyuncak
Yılların matemi sinmiş takvime
Yerler kadar sarı yüzler…
Kırmızı otobüsler
En hızlı metrolar
İki dakika her durak
Yaşamak ve solmak…
Daha varken duraklara
Toprak kokmalı kaldırım
Sarıldığım insan tazelenmeli
İki dileklik tek yıldızlı…
Gece etmeli sohbetini gündüzle
Uyanırken tüm musluklar
Akmalı yaşam
Açılırken dışarıya kapılar
Pencereler rüzgara emanet ve hür…
Herkes iki kez sevişmeli nefesiyle
Her uyandığında yastığındaki baharla
Üç kelime bırakıp günlüğüne
Ben de yaşadım arkamda parkam kadar sıcak
Diyebilmek taş duvarlı sokakların gerisine…
Ben geldim sevdim yaşadım
Ölmeden bilerek yitirdim
Sevda rüzgarı geçtiğin de anladım
Gerçek aşkın iki kişilikten daha fazla olduğunu …
Dünya ve öpüşmek ve insanlar
Bir buse bırakmalıyım camlara yaşadığımın sırdaşı
Dökerse de açarsa da bahar
Ben seni sevdiğim kadar düşünmeliyim evreni…
-şimdi iki kapayıp gözlerimi Halil Sezai’den dinlemeliyim - derdi neyse sonbaharın- şarkısını… bende biraz sümüklü soğuk algınlığı ilaca itiraz ve yazmaya devam :))
www.youtube.com/watch?v=vBlUh0K9i78
5.0
100% (11)