18
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
2692
Okunma

Serçe edası ile uyanıyorum
Yokuş yukarı vurmadan
yokuş aşağı koşmadan
nefes nefese...
Kar düşmeden gül yapraklarına eylülde
en solmayan güller açıyor
renk alacası ile ait olduğu yerde.
Bir anahtar deliğinden
gülümsemeden önce...
Bir el arıyor fersiz dizlerim
beklentimi emziriyorum saçak altında
Biliyorum ki;
Tutunamadan dal veremem bir daha.
Semtimize uğramadan şafaklar
Düz ayak bir yol gidiyorum
sevgin ile yan yana...
Güzellikleri büyütüyor
acıları küçültüyorum kanatlarımda
Varlığımı bağlıyorum varlığına
hasretin acımasız yüzü
ulaşılamaz olsa da...
Gözlerinde kayboluyorum
Kesik çizgilere basmadan
Sessizce dinliyorum
Millerce ötelerde
derin vadilerde atan kalbini.
Yolculuğum sanadır ey yar
birazdan ineceğim
kimsenin bilmediği durakta.
Ulaştığın yerler kadar mevsim üstü
göbek bağım kadar değerlisin
sen kokan yanımda...
Yeter ki buz tutmasın
ruhumuzu geliştiren zaman yolculuğu
Gün baharsa seviş benimle...
hayaline dokunduğumda
bir siren sesinde
boğazıma düğümlenmeden önce...
Kehanetidir mutluluğun bir gülüşüm
Düş ülkesinin renklerine boyansın
senden uzak her günüm.
Çalan sirenler sana
gönlümdeki köşkü kucakla hadi durma...
Gülün dikenine takılsa da rüzgarın
yaslan çıplak kirpiklerime
Hayatım gibi kalsın...
Ferda Özsoy