9
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1109
Okunma

durun orada
girmeyin içeriye
çırılçıplağım şu an
henüz yüzüme giyecek yalan gülücükleri bulamadım
nereye kaboldular bilmiyorum
hâlbuki daha dündü
dudaklarımdan çıkarıp komodinin üstüne koymuştum.
yeniden,
hep yeniden almak zorunda kalıyorum
gizli esen hazan rüzgârlarıyla
kaybolup gidiyorlar aniden
daldaki yaprak gibi hışırdayıp
düşüyorlar bir yerlere
kaybolan gülüşlerimi satın almak istesem
kapalı oluyor maske satan dükkanlar
pazar da değil ama
cenazeleri oluyor besbelli
böyle çıplak kalıyorum işte ortada
yedek de vermiyorlarmış öyle çokmuş ki talebi
idare edecekmişim kapatarak gözlerimi
dolaplara tıkacakmışım acı dolu sözlerimi.
arada başımı camdan çıkarmama müsaade varmış
ama yüzümün çıplaklığını bir peçe takarak gizlemeliymişim
o kadar belirginmiş ki acı
görenler korkabilirmiş
hakkım yokmuş kimseyi hüzün denizine çekmeye
herkes yüzmeyi bilmiyormuş benim gibi
vebalini ödeyemezmişim boğulan gözyaşlarının
içimde kaynatmalıymışım çaresizlik kazanını
vakitsiz ortalığı kışa çeviren sonbahar hazanını
gizli gizli seyretmeliymişim camdan.
biraz müsaade edin bana
çok değil birkaç gün yeter
toparlarım etrafı
şu an darmadağın odalarım
sebebini tek benim bildiğim tuhaf bir hâlsizlik var üstümde
elimi kıpırdatacak gücüm yok
kaybolan umutlarımı bir bulayım bu dağınıklıkta
ondan sonra serbestçe gelebilirsiniz yine
kahkaha dolu olan sofama
yalan gülücüklerlerin cirit attığı kahrolası yüzüme
az kaldı
biraz müsaade.
Ayvazım DENİZ