Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli.

Su 171-İstanbul / Sucu

Yorum

Su 171-İstanbul / Sucu

( 7 kişi )

4

Yorum

6

Beğeni

5,0

Puan

1268

Okunma

Su 171-İstanbul / Sucu

Su 171-İstanbul / Sucu







de!..!

oraya gelecez

gece ğündüz Feyzi Ağbiye

“ortak olcaz” deye

didindig durduk anasına sata(yı)n

o ğene evine file ğediyodu da

biz mütemadiyen orda

paramız Tokmacıklı Göde Feyzi’de birikiyodu..



!!

bi ğün çıkağeldi Sucu Abe(y)

höyle gapıda görüvürünce

afalladım galdım ne de olsa köyün adamı

ne vakıt olmuş köyden gedeli

hayal-mayal hatırlayvıdığımda

eli boş, gönü hoş bi çocuğudu

görsem bilemezdim, emme

sıması Gara Boladı ansıdıp[1] duru

baya bildiğin,

Gara Velinin Sucu

getmiş deye bi duyduğudu

demek köyden gaçan buluyo İsdambul’u

unuttum getdim

kimbili(r) kaş yıl oldu



bi sarılmışıyın

bi a(ğ)layvıdım, bi a(ğ)layvıdım

ta öyle

burnun direği sızlarımış meğerem

i(n)san a(ğ)larkana gözleri acırmışımış hakkaten

o da nası titreye titreye a(ğ)layo

onu öyle gördükçene ben

Okarı Çeşmenin havızını dıkayıp doldurup da

en ücra harımlara gadak götüren,

sahat dutup sıracaklayın

gavga nize ede ede

göğerileri suladan Sucu

kaş gişilerinen gavga etdiyse

sordu sordu a(ğ)ladı

köy gözünde tütüyomuş meğerem

en sevmediklerine bile hasiret getmiş zavallı



senin Sucu o ğün beni aldı,

evine ğötürdü

yolda bile aklıma gelmedik adamları sordu

“Gara Musduk hapisde mi” dedi

“hiş girmedi ki abey”

“..”

“-o orada burada kaçarkana

Sarı Mulla “sulf” etdirmiş”

“sulf mu” dedi



“-hı hı” dedim

“-anafor dediler”

..

“-çok para yedirmiş

epili ürüşvet vermiş” dediler

“feleğe söğdü”

çocukluk işde

“-gariben Feleğ Emminin ne suçu var Sucu abi” dedim

..

“-ben fele(ği)n çarkına söğüyon” dedi

“-hep zenginden güşlüden paradan yanna döner” dedi..



“-bu gonuşduklarımızı kimseye deyiyme” dedi

“-şartlar şart osun demen

dersem iki gözüm öğüme aksın

üşden dokuza şart osun demen” dedim..

evine varana gadak

elimi sıkı sıkı dutdu..



ev dediğin de hah işde

o zaman gözümüzde baya bildiğin evidi de

hinciki ğözümünen pirket bi oda

horda bi beton hamamlık..

bulaşığı da orda yuyo

bi gazoca(ğı)

bi çencere

iki üş gap-gacak

kıyatların üsdünde yatak

dabanı toprak..



Allah ırazı olsun

beni kendi eliynen yüdü,

tenike bi ile(ğe)nin içinde

fark etdim ki yazzık, a(ğ)lamış,

kimbili ne derdi var garibin



ben fehmedincekleyin

seni sabınnarkana

gözüme sabın gaşdı dedi

onun verdikleriynen

asvaplarımı değişdirdim

bana bi gazak keydirdi, mavı, cedit yeni

boğazı bireç genişidi ya varsın ossun

Allah bi deği bin kere razı olsun..







köydeki herkeşi sordu

tek tek..

böyük güçcük

maceralar annaddık, gülüşdük

zabbaha gadak gonuşduk

okardan aşşa,

sıra bi(r) eve ğelince durduk

ikimiz de biliyoduk

ne o sordu,

ne ben annatdım,

o maragdan ölüyodu işin aslı biliyodum

ben de “deyen” deye canatıyodum..

herkes biliyodu

biz de biliyoduk

gelin oldu gurbete,

geşdi getdi artık

susuşduk

hele benikinden aslaa

yatdığ

uyudug..

uyumadan önşe

habarımız yok gibi

çinizimizi çeke

çeke a(ğ)layoduk



ürüyamda o gız..

..

halam

anam

agam

ebem…









ertesi ğün Sucu ağabeyynen Feyzi A(ğa)ya vardık

“-bobası gelsin deye habar etmiş,

ben Memedi köye yollaycan

hesabını görüvü” dedi



“-get nalet ossun demez olaydı

Feyzi A(ğa) bi hesap çıkardı kiyne

bu ne taksi..ne taksisi len

gelirkene bindiğimiz ise;

bizi bindirdi de kendi yörüdü mü

..

Alla(h)p da bel okuna versin

başdan aşşa her şeyi yazmış



bu ne kira !

bu ne yemek!

aş, ekmek, yağ, duz, garabüber

gazocağına gazya(ğı), çakmakdaşı

sanki otelde yatıp-gakıyoz

aşcı dükgeninde gönlümüzün isdediğini yeyoz



anamın köyden gatdığı

bulgur, nofut, mercimek

bişiriyoz-daşırıyoz, yeyoz-yüyoz

bizim yö(v)miye bi kira etme(ye)cek



atöllenin bi gıranında serili

kendi yata(ğı)mızda yatıyoz-gakıyoz

aşıtlatdıkda ıçcık kesdirivirelim dedik miydi

zılgıdı yeyoz



gece yarısından sonura bile

eğraltı[2] canımız geçivimişise

Feyzi A(ğa) “-ben gediyorun

istop etdiriseniz,

sogorta attırısanız

ip gopa(r)tdırısanız dininizi ..kerin” deye

peş-peş fırça atıp

gazı verip gediyo



bi oraya, bi buraya seğidiyon gari

gupay[3] ğibi

neytçe(ği)mi şaşıyon

imkan mı var gözünü gırpacan”

Sülemen de gaçınca bi başıma ğalmışıyın zati











meğerem oda

gaça gaça iki sokak aşşaya gaşmış

değilise kepeneğini nassı davşıycak

cumartesi dedimiydi

haftalığını alırımış

valla benden akıllıymış;

iş ararkana

Sucu’yu tanıyan birine ıras gelmiş

sora sora ulaşmış.. yakınımış

ilk haftalığını alınca

çalışdığı yere getmiş

Sucu’yu bulmuş

durumu ona annatmış

“Gozir Memed; Feyza(ğa)nın yanında” deye

benim habarım mı var

neyise de



Feyza A(ğa)ya gelcez

normal zamanda uyurkana bile

beni hafakannar basardı

ürüyamda bile çıbartırdı her yerimi

pencerden aşşa atardı

gan-ter içinde fırlardım yerimden

acırdı-sızılardı yüzüm

dayak yemişiyin gibi

işin aslı Feyzi Abi beni

hakkaten hiş döğmedi

Allah razı olsun,



amma!

bakışı yeterdi ki,

gopçaları[4] salarsın bi dee

işden atarsa deye ödüm sıdıyodu valla

nere getçen gocaa İsdambolda,

“İstambol insanı yudar” dedilerdi köyde

beni yudalı ne vakıt olmuş işin gerçe(ği)

yok mu işde o;

Sülemen düğün uçu da olsa

Öteyüz’e aşmış..

düğüne de olsa Arızlı’yı görmüş ya

ufku bizim gibi sakındıraklı deği(l)

çok gezen bilir dedikleri bu

salahana da ossa

Sülemen İsdambul’a dutundu

anasının gözü de

ossa Memet yuduldu



nayeti senin Göde Feyzi

“-ben bi hesabını çıkarayın bi

bobasına yolların” dedi

………….



elini öpdüm “hakkınızı halal edin” dedim

adam başımı ovşadı

“-halal osun” dedi..

“..”

“-ne zaman çalışmağ isdersen gel”

“-tamam abi” dedim

“-burası senin evin sayılı”

“..”

“-burada emeğin var”

“….”

“-burası senin sayılı”

“..”

“-sana bu işin her cihetini

eciğini-cücüğünü ö(ğ)retdim

emeğim mar üsdünde emeğim”

“..”

sırtlandım çenteyi,

elleşdik Sucu abeynen yata(ğı) haydi

vurduk kendimizi Bayrampaşa köprüsü

Sucu Abi beni kendi eliynen götürdü

Topgapı Garacına,

biladımı alıvıdı

epili bi bekledikden sonura

sahatından çoook, çok sonura

kagdı bizim otopus

işi gücü de varıdı belki emme

sahatlarca bekledi



“abey ben gederin” deye izbar etdim

ı ıhh

beni uğurlaycak kimsem olmadı Memet

heş deği(l) bari uğurladığım biri osun”

..

“vardım deye bana habar et”

“-uykum gaçar benim”,

“-imkanın olusa bi(r) habarım ossun

başga bişi isdemen senden”

..

“-nekdip yaz

sakın mola yerlerinde inme

dıkkat et..

sapıdırsın

otopusu gaçırısın”



yanımdakı Yalavaş’lıya

sıkı sıkı tembih etdi

“-aman deyen abey..

bizim biladere sa(ha)p çık

eyi göz-gulağ ol

köyden dışarıa çıkmadı

yol iz bilmez” deye..

“-Yalavaca varınçaklayın doğru Cöbe Emmiye get

bu abey biliyomuş evini, onnar da yatarsın

emme bazar arabasıynan köye gerdersin

emme Göğcelli Köprüsünde enersin köye dırmanısın

emme gorkarın dersen; susa da enersin

ovada bizim köylü birini görüsün

pılı-pırtını bazar arabasına veriviriler

imi asdanım”



belki ikki sahat sonura gakdı otopus

dolana gadak..

gakana gadak bekledi Sucu Abey..

otopus çalışınca barabar bi sarılışdık

bi a(ğ)ladı kii, herkeş bize bakdı

herkeş a(ğ)ladı valla kimse gonuşmadı

hanı fakıt..



geşmiş gün Feyzi abi bişi yollamadı tabi de

belki.. borşlu çıkdık haralda ki

nası utlandık[5]

gene de Allah razı olsun

varısa da alacağını da isdemedi

belki fiti fifti

beklide vizdanı elvermedi

de

borcumuzun üsdünü silividi



neyise..

adam, yol boyunca hep bişiy sordu durdu

emme ben ona ne annadayın

iplik bükümünden başga

duraklarda adam zorunan endirdi

tufalete ğetdim, parası ondan

yemekler bahalı olduğundan kimse yemezimiş de

bozuğ olurumuş

o yüzden birer çorba işdik

emme bilmen ya; bi ekmekden fazla yedim valla



bizim otopus ha deyinçe gakmadı

belki ikki sahat bilmen neyeydi

yörüdük, apdashaneye ğetdik

o amca beki üş dört cığara işdi

bana sakın “cığara işme” dedi

“ben başım dönmesin deye içiyon”

“beni anamınan garım buhale getirdi”

“ikisi de tahtalı köyü boyladı emme”

“fakırlık” dedi

“o(ğ)lunu evlatlık vermiş isdambola”

ordan geliyomuş

“gurtulu i(n)şallah” dedi

“i(n)şallah” dedim

adam habire bişiyler annatdı emme

ben fira Yasemini düşündüm …

halama gediyon deye seviniyon

yasemin neyderkine deyon

yol boyu

Yasemin



SERİ YASEMİN İLE DEVAM EDECEK


GEÇEN YIL VEFAT EDEN SUCU NAM İBRAHİM KARAKURT’A ALLAHTAN RAHMET DİLERİM.

DİPNOTLAR

[1] ansıtmak: andırmak, siması benzemek,

[2] eğraltı: eğreti, birazcık, azıcık, hafif,

[3] gupay / kupay (kopay kopoy):av köpeği

[4] gopça / kopça : tel düğme, kanca (mec: çok korkmayı ifade eder, altına salmak gibi)

[5] utlanmak: borçlu sorumluluğu, utangaçlığı, çekingenliği

Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (7)

5.0

100% (7)

Su 171-istanbul / sucu Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Su 171-istanbul / sucu şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Su 171-İstanbul / Sucu şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ironi
ironi, @ersinbasegmez
21.9.2014 19:55:00
şiirlerinizde aklıma hep köyüm gelir

düğünleriyle yaşantıısyla

sevinciyle

hüznüyle

tebriklerimle
glenay
glenay, @glenay
21.9.2014 12:48:12
5 puan verdi
Ben de burada anlatılan köylüden farksızım yolculukta.
İstanbul'a çocuklara gittiğimde beni otobüs garajından alırlar.
Telefonu bu yüzden aldım, yolda izde kalmayayım diye.
Bende biraz dikkat eksikliği var galiba:)

İstanbul'da şaşkın bakınarak dolaşan köylüleri düşündürdü şiir.

tebrikler,
bu güzel anlatıma.

ha bizim burada köylüler "razı"ya. ırazı diyor.
Yanımdan yürüyenleri bile dinlesem,
ne öyküler çıkar kimbilir.
Bazen yürümemi yavaşlatarak,
kulak misafiri olurum konuşmalara.
Sövme başrollerde.
Kadın kız tanımazlar,
ana avrat girişirler.
Geçen parktan evime doğru yürürken
bir adam, birinin karısına sövüyordu.
Ananın yerini karılar almış galiba.

tebrikler,

selâmlar..
mehmetmacit
mehmetmacit, @mehmetmacit
18.9.2014 20:26:41
5 puan verdi
Güzeldi yine bu bölüm Üstadım.
İnsan bu yaşadıkça başına neler gelmiyor ki hele cahil ve yoksul olursan katmerlisi gelir başına.
kalemine sağlık
Ya Nur
Ya Nur, @ya-nur
18.9.2014 19:00:23
5 puan verdi
İstanbul bu kimi yutar kimini tutar yüreğine sağlık ustam yine okunası düşündürücü ama bi okadarda tebessüm ettirici olmuş saygılar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL