Yedi uyurlardan biriymişim
Asırlarca bir mağarada öylece
Sonra silkinip uyanmışım
Hep bilmiş hiç tanımamışım
Sesler yüzler mumdaki ışık
Hepsi hiçbiri kolkola

Yabancıların
Ve hattâ hasımlarımın ettiklerinden fazlasıdır ettiğiniz
Oysa gölgem gibidir gölgeniz
Sekoya ağaçlarının ardından doğan güneşimsiniz benim
Kıyamam tırnağınız etinize saplansa
Kanar içimde bir yer size dair

Göç vakitleri
Kadife kumaşdan çadırlar kurarsınız
Elinizdeki lâmbanın şavkı vurur yüzüme
Geç kalırım diye korkarım
Bir buselik makamı çalınır kulaklarıma
Aynam gibidir sözcükleriniz

Canımı yakıyorsunuz bilin lütfen
Ürkekleşiyorum erliğime inat beraberinizdeyken
Saçlarınız nefesiniz
Buhurdanlıklar gibi yakıcı, kavi
Çiğneyip yürüyorsunuz mazimin üzerinden
Ne bu gün kalıyor bana,
Ne de yarın düşleri
Kırıyorsunuz umarsızca fidelerimi
Küstah, cürretkârsınız

Masamda masal kitapları
Ezberlediğim tradlarım
Hiçbiri beş para etmiyor sizinle söyleşirken
Tılsımlar bilsem diyorum kara büyüler
Erişmek için kudretim olsa ruhunuza
Eğip bükmeseniz beni bu kadar
Deneseniz sevmesini

Oysa mantonuzu omuzlarınıza atıp
Hovarda gülümseyişinizi takınıyorsunuz siz
Eylendiriyor sizi halden hale girmelerim
Soğuk avuçlarınızı avuçlarıma bırakıveriyorsunuz birden
Sonra yumuyorsunuz gözlerinizi bana
Ne olursa olsun biliyorum
Senimsiniz...