17
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1493
Okunma

Kanıtı olmayan bir yalnızlığın
gövdesinden aktım
içli bir sessizliği göğüsleyerek gözlerimle/
Sus pus bir akşam buluştu
elimi cebime koyunca
bağışladım sadağımdan aldığım sözlerle kendimi
Nedametli bir günü daha birikmiştim
sen yoktun ürküten bu yalnızlığın etinde
kastımı saklamadım diye bakışlarından
saçlarını toplayıp gitmiştin menzilimden
Şiire eğilen sesimi aradım apar topar
masaya çarptı gölgem
Bir karaltı gibi devrildi hatıralar üzerinden
Nefesimi tuttum
tam da sokağın gürültüsü üşüşürken
Seni geliyor diye damarlarımdan
aktım ülgenliğimi yeniden
Dağın ayazını soludu bakışlarım
taşı gediğinde tutan haklılığımı hızlandım
Haydi merhametini azat et üzerimden
ben yeni bir hamleyle sultamı edeyim
Zulmün dişlerini geçir kalbime
bin hınçla yeniden seni seveyim
Aklımda kalan sebepleri okudum söze
kelimelerden bir maşa yapıp tuttum
aşkın korlaşan kalbini
koydum uzletin koynundan söküp
sevgilinin göğüs kafesine
Titreyen bir ışık gibi sokuldum
sonra göğüslerini ele geçirdim dudaklarımla
bin iniltiyi sağıyorken nefesinden
iyilik sağlık gibi bir mutluluk edindim
aşkın en merhametli yerinden
Gül sustalı bakışını sürdüm gözlerime
yeniden şahlandı yüreğimin hazları
işretini eylediğim bedenimden
şiirini okudum ruhuna
İlkin bir akşamdı aşk bende
ergin olgun ama dipdiri savlarıyla birikmiş
bir candan cananı kucaklayarak
sabahın en taze ışıklarına kavuşan
şebnemiydi hayat ağacının yapraklarında
Ölü sevmelerini susmuş kalbimle
ördüm mevsimlerin güzelliklerini
Bin yıllık saltanatlı aşkı heveslenerek
çarmıha gerdim eski meseleleri
ve yeniden cevelan ederek sesimle
sesine eğildim bin hazzı tadarak
Şimdi gürül gürül akan bir ırmağın çağlayanı
hallerimi tütüyorum gözlerinin en içine
5.0
100% (1)