1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1936
Okunma

Hayallerimde şiir olarak başlayıp öyküye dönüşen tatlı bir hatıra...
Gözler en büyük suç sizin, çalmaktasınız masumların kalbini
Ya nazlı, utangaç tebessümler sizsiniz onca gencin katili
Meydandaki büyük çay bahçesi, akşamüzeri
Yanı başımda koca bir ağaç
Bir rüzgarın üflemesi , bir onun titremesi
Bir de çay kaşığının bardaktan çıkan sesi
Sesler, hisler her şey dindi
Tüm kainat aynı noktaya kilitlendi
Küçük adımlarıyla masaya geldi
Beyaz bir elbise var üzerinde sapsarı papatyalarla bezeli
Başında beyaz bir şapkası var kırmızı çizgilerle işlemeli
Ellerinde pembe eldivenleri birini çıkarttı, ardından diğerini
İkisini de masadaki küçük sarı çantaya yerleştirdi
Garson geldi, bir arzusu var mı diye sordu
Pespembe dudaklarında bir kıpırtı
Sanırsam ‘’ küçük bir çay ‘’ dedi
Merdivenlere bakıyordu geldiğinden beri
Gözlerini beyaz kordonlu küçük saatine dikti
Rabbim ne kadar da ince bilekleri
Birini bekliyordu halinden belli
Ayrıntılar ayrıntılar şeytan ayrıntılarda gizli
Gözleri mi yalan söyler kim derse ki var daha güzeli
Ya sesi, bir kere duyayım ne olur istemem başka hiçbir şeyi
Sığınırım rabbine batan güneşin, günahımı bilen yalnız sensin
Canımı al ne olur, bırakma şimdi şeytanla baş başa beni
Hani vardı bende iradenin cüzisi, yok olmuyor alamıyorum gözlerinden gözlerimi
Ya fark ederse beni, indirmeliyim gözlerimi
Hah böyle, bitmiş çayını karıştır şimdi
Ne yapıyorum ben delirdim mi nedir
Gözler en büyük suç sizin çalmaktasınız masumların kalbini
Bir gülüşme işittim, ses karşı masadan geliyor gibi
Gözlerimi çay bardağından çekip han fendinin masasına çevirdim
Hayır olamaz nerede o hanım kim bu masadakiler tanımıyorum hiç birini
Garson garson evet o da gördü, gördü eminim gördü
Masaya iki çay için beş lira bıraktım
Garson garson neredesin, hah buldum burada
Garson bey şu masada bir bayan oturuyordu ya nereye gitti?
Beyaz elbiseli olan mı beyefendi dedi
Evet, evet dedim.
Biraz önce hesabı ödedi şu tarafa doğru gitti
Sahile inen caddeyi göstermişti
Koşar adım vardım köşeye
Elinde çantası yavaş yavaş iniyordu, yokuş bitmek üzereydi
Arkasından yokuşu indiğimde, karşıya geçmişti
Her yer kararmıştı adeta tek ışığım oydu
Ganita’ nın karşısındaki kayalıklara oturdu
Dalgalar vurmayın kıyıya serseri serseri , Kıskanıyorum onu ilk andan beri
Ne yapsam ki, yolun ortasında da böyle durulmaz ki
Nereye, nereye gitmeliyim, yanındaki taşlardan birine mi
Yok, ya farkederse ya rahatsız olursa izlememden onu gizli gizli
En iyisi ganitanın altındaki masalardan birine oturmak
Ben onu izlerim oda denizi
Gece ve deniz, güzel güzel ama küçük hanım hepsinden daha güzeli sizsiniz
Bir çay, iki çay derken, iki saat dolmuştu
Han fendi hiç kıpırdamamıştı yerinden, çevresindekilerde onu hiç fark etmemiş gibi
Beyazlar içinde kalktı yerinden, tıpkı melekler gibiydi
Bana doğru geliyordu, fark etti mi acaba beni
Ne olursa olsun, duygularımı bildireceğim
Günah değil ya, sözlüm olsun beklesin okulumun bitmesini
Sadece telefonda görüşürüz evlenene kadar olmaz mı ki
Boş ver bunları da ya istemezse, ya beğenmezse beni
Durdu, derin suların hemen kıyısındaydı
Dalgalar küçücük ayaklarına değiyordu, üşümüyor mu ki o narin bedeni
Bana bakıyor gibi, Yanına gitmeliyim
Kalbim ne olur durma şimdi
Dudaklarında küçük bir tebessüm hoş geldin der gibiydi
Hoş bulduk diyemem ya, bir şeyler demeliyim ama ne?
Merhaba mı, iyi akşamlar mı?
Söyle ey deniz ne demeliyim
Elimi tuttu, kalbine götürdü
Tenim, tenim sen ne kadarda talihlisin
Anlamıyorum evet buz gibi elleri, kalbi değil mi göğsünde
Niye hiç hissettirmiyor kendini
Elimi bıraktı, yüzünü denize döndü
Bir ayağını ileri attı, ardından diğerini
Diz kapaklarına kadar suyun içindeydi
Anlamıyorum nereye gidiyor böyle
Bana doğru bakıyordu gel neden gelmiyorsun der gibiydi
İlerledi ilerledi gittikçe suya batıyordu bedeni
Ardından suya atladım
Sorun bakalım biliyor muyum yüzmeyi
Hayır, ben yüzmeyi bilmem ki
Suyun altındaydı ilk gecemiz
İlk yuvamız şu kapkara deniz
Her şey veda ediyor gibiydi
Elini uzattı, elleri sımsıcaktı elleri
Sabah olduğunda hastanedeydim, güneş solumdan içeri vuruyordu
Annem yanımdaydı, o anlattı bana her şeyi
Dün gece iki saat kimsesiz kayalıkları seyretmişim
Sonra kayalıklara gidip denize atmışım kendimi
Halimi seyreden garsonlar kurtarmış meğerse beni
Keşke, ah keşke hiç ellemeselerdi
Çünkü sımsıcaktı elleri
5.0
100% (2)