1
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
2027
Okunma
deliğinden geçtiğim iğnelerle dolu sabrımın kara kutusu
yorgunum;
ünlü ’aslan sütü’ meyhanesindeki ahşap sandalyeler kadar
bir bilsen
saçını en çok ne yana tarardı annem
evlilik hayalleri kurarken
şofben tanıtımı için gelen pazarlamacı gençle
sırrı çözülmeyi bekleyen lahitler aşkına
ben şiir yazacak insan mıydım
gülümse
anası; avradı oldu bütün hayallerimin
nedendir bilmem
bakkal Yunus efendi kırmızı gül bırakıyor uzattığım her sepete
hırsımdan
dallarını kemiriyorum
balkondaki asmanın
kasma diyor yan komşu Mürüvvet teyze
kasma boşver
sen gideli
kalbim;
yavru mürekkep balığı gibi çırpınıyor
yaşlı bir balıkçının yosunlu kovasında
düşesi geliyor sürekli tansiyonumun
öl açılırsın diyor içimden bir ses
öl intahar sayılmayacak bir ölüm şekli bulduğun an
mümkün olmayacağını biliyor olmama rağmen
yine de ben
senin olmayı isterdim en çok
asırlar süren suskunkuğumuza inat
ne çok konuşacağımız şey vardı oysa
hele
şiire başladığımı duyduğunda annem
ne dese beğenirim...
f.y