6
Yorum
30
Beğeni
0,0
Puan
1949
Okunma

sen gittiğinden beridir
en yakın arkadaşlarım kuşlar
çünkü biri olmazsa diğeri , gözlerinden geçmiştir
-bazılarının kanatları öylesine sen kokuyor ki Lucien-
...
bu şehrin güvercinlerini aşkla evcilleştirdim
onlara seni anlatarak...
kırmızı ayaklarıyla
bir güvercin eşlik etti adımlarıma Lucien...
cadde boyu
nasıl bir şey bilir misin bir kuşla yürümek
gözü yağmurlu kentte
-anlattı işte-
saçlarından bir kaç beyaz toplayıp
bir öyküye yuvaladığını
üşürsün sen yağmurda biliyor/lar
ellerim sayıp kanatlarını -çenendeki çukura güneş bıraktığını-
öptüm sonra onu
gagasının en sivri köşesinden
kokun karşılığı
ah Lucien
ağustos yağmurları
ve kuşların kanatları bana dokunuyor
bulutların gözlerine mendil
kuşları göğsüme bastırasım geliyor
bu içi su almış bir resimde boğulmak gibi
dün annem uçarken uyuyan kuşlardan bahsetti
sen hangi uzanamadığım ebabilsin
bir kırlangıç aldatması olmalı
sırtımı okşayan rüzgar
beni en iyi yağmurlar anlatır
ve seni kuşlar
sahi sen hiç güvercin ıslığında yürüdün mü
bir kafesin çiçekli avlusunda
işte gök ve yer bu kadar
özendikçe göğe
paslı teller kalbimi tırmalar
içimde ölüm kudurur
sen ebabil kadar yıldızlara
ben yağmur gibi toprağa mahkum
işte Lucien
bizi ancak ya güvercin öpücüğü
veya ihtiyar yağmurlar
bir şehirde
- bir şiirde buluşturur-
de_soulmate