2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
760
Okunma
Çay karası renginde demlenmiş gecelerde
Ağzımda ağlayan bir kadın olur ünlem
Susarım konuşur kelimeler
Umut gemisinde kırık güverte
Pusulası ayrılığı gösterir
Yelken açarken zifiri karanlık gözlerine
Yalnızlık çiçekleri boy verir,
Ruhumun kara kışında
Vurulur alnıma asırlık sürgünler
Üşürüm, duyulmaz titremesi yüreğimin
Sessizce uzanır dağlarıma efkar
Bir güneş yok, bir de sen ey yar
Yorgun iklimlerde söylediğim
Bağrı yanık türküleri sevdim.
Yokluğunda.
Derin vadilerin soyağacında
Körebe oyunu şimdi zaman
Peşin hükümlü sevdalara kelepçe takar
Kendi mührünü vurur
Kol kanat gerdiğim gençliğime
Hedef tahtasında hazırdır bu yaralı yürek
Boşluğunun yeri dolmaz nafile sevmek.
Yol kenarında nöbet tutar asi hüzünler
Sarılır ömrümün ufkuna Azrail
Tutar yeri, göğü Mikail
Kesilir bileti hayatın
Bulanık bir ilkbahardır
Ellerinin arasında buz gibi eriyen umut
Kapında beklediğim tebessümün
Solarken kızamıklı gökyüzü
Secde eder gözlerim yaratana
Sığınır yüreğim şifadır ona edilen dua
Hüseyin Özbay