5
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1506
Okunma

Bir sabah, süzülürken gün ışığı pencerenden
Ben geleceğim aklına… Ağlayacaksın
Son kez bakışım girecek rüyalarına
Giderken darağacına veda edişimi hatırlayacaksın
Ben lanetler yağdırırken kara bahtıma
Sen sadece susacak, konuşmayacaksın
Ve iki damla yaş dökülecek gözlerinden…
Oysa ne umutlar beslemiştik koynumuzda
Ne hayallerimiz vardı yarınlara dair
Yürürken ölüme kefen boynumuzda
Sayfamızda aykırı şiirler barındırırken
Bildiriler dağıtırken satır aralarında
Ve ellerimizle kurarken idam sehpamızı
Yüreğimiz volkandı, gözlerimiz nehir…
Sevda koyduk adını direnişimizin
Birlikte yandık, birlikte söndük
Hep yan yana yürüdük seninle
Duygularımızı satır satır şiirlerimize döktük
Yasakların şairi koyarlarken adımızı
Biz adımızla, sevdamızla hep övündük
Bir satır aralığına sıkışmış yüreğimizi
Kafiyelere bürünmüş sevgimizi bölüştük…
Ömrümüzü kuşatırken o büyük acı
Ben davalı oldum, sen ise davacı
Kelimelerle sorguladın, dizelerle yargıladın beni
Hiç düşünmeden, tek celsede kırdın kalemi
Sırtıma yüklerken tüm günahı, vebali
Maziyi andıkça kendinden utanacaksın
Ben sevdamla dolaşırken cennet bahçesinde
Ruhum huzurla doluyken bir çocuk masumiyetinde
Sen yaşadıkça çıldıracaksın,
Adımı andıkça cehennem ateşinde yanacaksın…
5.0
100% (5)