elimde sigaram ,
önümde tütünü ömrüm gibi küf tutmuş tabakam ,
gözümde "yar" seli ile seyrediyorum ,
şehrime düşen yağmuru
penceremin kırık camına tutturduğum ..
eğreti naylon aralığından sızıyor ,
sen/sizliğime vuran ayazı şehrimin.
damla damla dökülüyorum peşinden ,
dizlerimde romatizmal bir sen ..
nereme dokunsam tütün kokulu bir nikotin eksikliği
ince ince sızıyorum .
vardiyası bitmez bir mesai,
gözüm sokağın başında
arasıra kör sokak lambasının ışığına bakıp hüzünleniyorum..
keşke diyorum keşke çıkmasa dışarı
ya ıslanır ,ya hasta olursa
kim bakar o/na
kim nane limon kaynatır..
kim sıcak çorba yapar..
ne bileyim işte korkuyorum.
ya hasta olursa bi daha geçemez ise sokağımdan
âmâ bir düşünce sarıyor benliğimi
gece buz gibi vuruyor yüzüme ,
kırık camın eğreti naylon aralığından
vakitte hayli sen oldu zaten.
girmeli artık gecenin koynuna,
çırılçıplak sen/sizliğimle..
ağrılarımda arttı iyice ,
yatağıma geçmeye tâkâtim yok
olduğum sedirdemi vursam gecenin içine kendimi
hani diyorum belkide ..
gözlerin doğar şehrimin sokağına
ben yine ölürüm ardından.
neyse bu mevzular derin mevzu ,
ben yavaştan dizlerime vurayım yükümü
gece uzun
gece hüzün
gece ölüm çığlığı..
bu gece amansız olacak belli.

Emel Bayrak
16/03/2014
23:35