5
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1931
Okunma

gün aymakta üstad
göğün yüzüne sabah ezanları sürülmekte
ve bir bir okunmakta yalnızlığın şeceresi...
karanlık dediğin nedir ki
bir şiire bile yetmiyor bugünlerde
bir nefeslik iç acılarının tamamına bile eş değil...
oysa sancılar öyle mi üstad
gününe geceyi ularsın
geceyi vuslatsız bir sabaha
bir daha seversin acıyı
bir daha...
bir yetmez olur insan olana
bin senelik kahır birikir avuçlarında
imbiklerinden süzersin yalnızlığını
süzülürsün kendi içinde
kimse bilmez seni, sen bile
bilirsin de bilmezden gelirsin üstad,
bilinmezden gelindiğini...
gün aymakta
ve yıkanmakta güneş kuşluk vaktine kadar
yine aynı yerden
yine kaldığı yerden devam eder usülsüz sancılar
kesilmez ardı arkası üstad
zamansız girer beynimin oluklarına
ve zamansız geçer zaman
mevsim geçişlerinin farkında olurum sadece
bir de sabah ezanlarının...
serçeler geçiyor pencereme yakın bir yerlerde
perdelerim aralanmıyor uzuncadır
bir ses düşmüyor rahleme
bir alacalık iniyor duvarlarıma
belli ki güneşe yakın saatin kadranı
bilirim üstad
bilirim,
bilinmezliğimi....
ne var ki alnımdakinden öteye gitmiyor hiçbirşey...
gün aymakta
alnımı yerine koymalıyım üstad
güne,zamana ve sancılarıma rağmen...
1 temmuz 2014
ayşe ışık uyanık
5.0
100% (5)