...

ben susunca
her şey gürültüyle akıp giden bir nehir
ben susunca, kimsenin konuşmayı bilmediği bir dil
bir çalkantı boşluk hissinin
ben susunca sözcükler anlamını yitirir
ben
İsa dan önce hiçbir kayda geçmemiş havari
çürükler içinde filizlenmiş bin geceden bin sabaha kuşlar uçuran sezgi
sizin de bildiğiniz

ben susunca titreyişi başlar göklerin ve yerin
ağzınızda su perilerinin
içinizden bir ateş çemberi yutağınıza doğru evrilir
ben susunca avuçlarında izdiham bin okçu yayından gerilir
siz konuşursunuz göksel aynasında evrenin
çıldırtan bir yalnızlık içinde
ama serin, ama tamamen sermestim

şarkım ben
davudî sesle ağıt yakarım taze gelinler ve oğullar için dönmeyen

susmaların ustasıyım ben köklerin içindeki dermanı bilirim
koca ordular geçer sessizliğimde büyük büyük bağırışlar
bereketli rahmim, kutsal düşüncem
şarkım ben
sisler içindeyken peri masalına düşmüş gibi gülümseyen

sırtımda durmaksızın ışıldayan bir hançer




...