12
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
1638
Okunma

üstümüzden geçip giden kuşlar
ölümü taşıyor kanatlarında
bugün yüreğini azat et dağlara
gözlerinde vurulan serçeler
sabahı bekliyor sıratın kapısında
küçük yağmur damlası masumiyetini bozarken çöllerin
adam yüreğinden sökülür şiire
son vapurun düdüğü
uğurlarken seni ayrılığa
yunan tanrılarından gebe kalan melekler
toprağa bıraktı döllerini
sancılanır sanrılar
güneş yükselirken yıldızları düşürürken tepelerin ardına
her kapının ardında bir kadın ölür
adları sen diye okunur salalara
benim ezelden beri yüreğimde aynı yara
ellerin bir cenaze evi
gözyaşlarınla sularsın taziyeleri
bakire bir kadının adıyla seslendim sana
söz verdi tanrı bana
günahlarını alıp solundan
katacak defterime
bağışlanır senin günahların
sübyanlaşır yaşın
koş uçurtmaların peşine
büyütme
yokluğunda şehrinde aşk yasaklanacak
dudaklarından aşkı kaçıran kız
yeni yetme bir oğlanı suçluyor
mektupları yakıp dudaklarında
üstüne savuruyor küllerini
sokaklarda aşk mitingleri
çocuklar nereden geldiğini unutup
kir pas içinde oynuyor sokak aralarında
bakireler ebemkuşağının altından geçip
bozacaklar masumiyeti
ellerim yüzünde ayna
dur geçme zaman
bensiz bu limandan
celladını arayan hüzünler
son hız kaçıyor vagon arkalarında
ben göğüslerinin arasında sürgün veren rüya
adımı unutuyorum çığlık çığlığa
atları nallayan nal bantçı usta
yüreğimi çakıyor atların ayaklarına
haydi durma sür beni dağlarına
dün bir gülün goncasından düştü
yarın şaşkın
aradı kendini defin yapraklarında
leylisine güz düştü gerisi yalan
su uyur karanlık gözlerde büyür
sökme dudaklarına berelediğim şiiri
seni bana arala
5.0
100% (27)