3
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
743
Okunma
...
soğuk bahçesinde çocukluk günlerinin
hiçbir ses germiyor gecenin perdesini
kaçış...
buyrukların buğulu nefesiyle, eskimiş izlerin üzerinden
rüzgarın eğdiği ağaçlar
solgun bahçenin biricik süsü
gürültüsüz ırmaklar ve onların tortulu hikayesi
sadık kalınamaz zamana
avuçiçi kadar denizi dağlara serpilirken gördüm
büyümek için gidilmeyen dağlara
zaman nasıl bir şeye benzer ki
beklenmedikler odasında aklın
ben bir yerde yere düştüm
belki de çakıldım. anımsamıyorum.
tel örgüde parmakları bir adamın, sigaradan sararmış
sarı çiğdeme benzete dursun kederi Gülten Akın
ben gördüm
kaçarken, saklanırken, dövülürken
titreyen ve o kır düşen tütün yaprağını
hep dağlara sarıyordu
şairler hep denizlere
içinden asfalt yollar küskün kaldırımlar
ve orada öylece duran bir ’o’ geçiriyordu
kimileri
sularca çalkanıyordu bir kol
nehirlerden alıç düşmüş gömleklerle
sökülmeler, kırışıklıklar, düğümler
hırka alıyorlardı omuzlarına sonra
pazarlar manastırlar ve çiçek ormanları bazen
ben oydum.
özlemek bağımlılıktır sevgilim yenilgi biriktirmek de
dağlara söylensin için var ne varsa
ya da bir kadının boynu için usulca sabahın en erkeninde
yarıdan sonrası ışık
yardan sonrası yarısı dünyanın
yarım
...
5.0
100% (13)