4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
888
Okunma

“-fasille Söğütlüde
bir evlek yeri olanın
üzüm Hasançeşmede Dıngıdığın ,
Yukarıçeşme havuzundan
sulanan harımlarda
cırtfirenk etişirdi, birde
bostan , bamıya, badılcan, pıransa
ya Topal Melit, ya Alacan Gabağı su bekçisi
ovada sebzeyi ilk
Yan Halil etiştirdi
Aşşamalleli Oli Mamıdın•
bahçasının yanında,
bir çıkrıklı kuyusu vardı,
pardıyla çevrili tarlada
bir çıkrıklı kuyu da
Depeyurdunaltı’nda
kuyunun başında iki söğüt ağacı
harmanda, her önüne gelen,
çevirir çıkrığı, suyu sıçratırdı
coşkuyla hatıl dolardı, olmadı helkeyle
yüksek-keskin ıslık eşliğinde
sıra sıra hayvanlar sulanırdı
düşen oyuncak naylon destimi
dedem helkeyle inip aradı
çıkrıklı kuyunun üst yanında Angaralı•
ovada kelek beklerdi,
Mamaş, Felek, Yabıroğlu kendi bahçelerini
ak sarıklı Yabıroğlu Mustafa dede
gür-beyaz sakalı geniş yüzünde,
Derviş Emminin,
‘Başaranların Elmalık bekçiliği’
Bindokuzyüzaltmışsekizde,
....
daha Akyolağzından köyü arkada bırakıp,
Kaşıkara’yı Gaziri ovasını, gölü görürüne ğörmez
ovayı bir ekvator gibi kesen şoseye bakıp
ne düşlere dalardık
iki günde bir kamyon ya ğeçer ya ğeçmez
tozttuğunu gördüğümüz noktadan başlar,
dakikalarca,
gözden kaybolana kadar bakar kalırdık,
biri daha tozutmamışsa..
dolambaçlı e(ğ)ri-bü(ğ)rü eniş ova yolunda
derelere girip ufguuz açıldıkça
kamyon nereden nereye gelmiş diye
çetele dutarcasına meraklanırdık
petrol yeşili göle dikkatli bakarsak
orda-burda bir-iki kayık
kayıklar zivtle boyalı sanırdık
gözüyün alabildiğine ova;
ekin tarlaları sıkıştırılmış mozaik gibi
kimilerininki henüz gelmemiş ,
kimlerininki avara
nispeten daha beyaz tarlalarda ‘kara arpa’ ekili
kimin avara, kimin otlu-çavdarlı, kim gübre verdi
kimin ekini daha gelişkin konuşula-inilirdi
biri hayıflanır yanındakilere
“-falanınan aynı gün sürdüm, ekin ekdim
bi onunkuna bakın,
bi de beni(m)nkine
hu muhitde en avara ekin benim”
küfürün biri daha eklenir öncekilere
gelecek kaygısı kahrettirir feleğe
kadere
gelmişine-geçmişine
esfer-i safirine
bir diğeri böbürlenir
“-benine aynı gün sürdü emme
onun tarlası nerdee, beniki nerde
bi onun öküzlerine bakın,
bi de benikinnere
ne burcak eker ne fink,
öküzlerine ne gırma verir ne küsbe
guru samanınan oluvucağı o,
hemi bi de
ben hemi derin sürdüm hem ikiledim
üsdelik nadasa burakdıydım geçen sene de
o ne tarlayı dinlendirir
ne de münavebe bilir”
göz var izan var
“kör beygirin hamıda yüklendiği” gibi
bobasından gamla iki evlek yeri var
yüklenir de yüklenir
oluvucağı bu yani
“-çoluk-çocu(ğu)n nafakası uçun ekin ekdim
bi ellerinkine bakın,
bi de benimkine
sanırsın ki bu köyde en beynemaz benim”
küfürün biri daha eklenir önüşkü kömeye
öfkesini azdırır,
nasibinin azaldığını fehmetmesi de
“-abdasımızı alıp, namazımızı gılıyoz
onun gibi cumadan cumaya secdeye varmayo annımız
beynamaz da değiliz emme
töbe astafirullah töbee
..
töbe-töbe”
bir ekine bakar
bir gökyüzüne
bir haline
bir düşündüklerine
söylendiklerine
sövdüğüne
şaşırır kime sövdüğüne
“-Hasmin Alla-i ve niamel vekil”
………………
“-ne amel Mevla,
ve ne amel nasir
gufraneke le aleykal masir”
DİPNOTLAR
evlek: çeyrek dönüm
dıngıdık: boş kafalı, boş konuşan, bal yapmaz arı gibi boş yere dın-dın eder anlamında. Sarı, Sarıdayı, Dıngıdık nam Mustafa Yıldız
harım: bahçe
cırt firenk: küçük domates, salkım domates, fındık domates
bostan: salatalık, hıyar
• Oli / Oli Mamıt : Mahmut Çapraz, Aşağı Tırtarlı Karadeliler’den
hatıl : özellikle çeşme önlerimde su birikmesi için hazırlanan yalak,
hatıl atma: bina inşaatlarında taş duvarın gevşemesini çatlamasını önlemek için belli aralıklara duvarı tutturmak için köşelerden içeri ağaçla tutturtma işlemi, istinat, rabıta
• Angaralı / Ankaralı Hüseyin Sümbül
düşe dalmak: hayal (hülyalar) kurmak,
düş : rüya, gündüz hayalimde gece düşümde
zivt : zift, katı katran, karasakız, ısı ile sıvılaşan koyu katran ile o zaman yara üstü kapatılırdıdı,
ekinin gelmesi: olgunlaşıp, hasat edilebilir duruma gelmesi
avara : seyrek, çelimsiz, verimsiz, zayıf
oluvusa : oluverse bulunsa
oluvucağı : oluvereceği
ikilemek : ikinci sürmede ekin ekmek, aktarmak, toprağı havalandırmak.
münavebe: keşikleme, dönüşümlü, nöbetleşe
beynamaz : namaz kılmayan
köme : küme, birikmiş olanlar, yığın, topluluk
Resim için Rıvan Kubilay YENER’e teşekkürler
.
5.0
100% (4)