Bir adam sevmek
naneli akide şekerini ilk kez ağzına atmak
ve damakta eridikçe mayhoş tadını
kanıksamak zamanla
alışmak
sahiplenmek benim diye
ta ki bitene kadar dilde kalan son parçası
ve sonunda izi kalınca damakta acısı
of demeden kabullenmek..




Bir adam sevmek
yokluğuna secde etmek en çok
gözlerini ip gibi yağmurlara bırakmak
ıslansın diye bakan gözler
çürüsün diye yüreğe ekilen sevda ekinleri
inadına ıslanmak adına küsmek
kargaları dost edinmek
meşk eder gibi ölüsüne..




Kapıdan her geçen gölgeyi
acabalarla vurmak
koşarak açmak içeri buyur etmek için
her ne olmuşsa geçti gitti diyerek
el oğlu işte deyip
bir güneş
bir ay misali
ayrı ayrı yürekte med cezirlerle kabarmak
ve ıssız bir sahile serilmek
son çakıl taşlarını da yerinden sökerek
ayrılık sapağında hep yolunu ondan yana bükerek..




Mevlana’nın Şems’e duyduğu mukaddes düşler
bir adam sevmekle güneşi avuçlamak gibi
işte öylesine tutkulu
öylesine vakitsiz yağan kar gibi soğuk
bir adam sevmek
bir romanı eline aldığında
önce sonunu okumak
ve buna rağmen gizli rahibe işi örtüyü
yüreğe sermektir en narininden.




Örümcek ağları sarınca ruhunu
kara dul gibi ilk onu öldürmekti
bir adam sevmek
bile bile lades demekti gönle
kaybedeceğin belliyken
koca bir ömrü bir gece de heba etmekti rulet masasında
hep kırmızıya oynayıp
bir yangın yeri gibi için için kaynamak.
bana göre mahşerin dört atlısının
ayakları altında ezilmek
yetim çocuğun ekmeğini elinden düşürmesi çamura
ve tekrar alıp silerek yemesi açlıkla
her olanı sindirme çabasıyla
günde üç kere yutkunmak
affetmek uğruna.




Bir adam sevmek zor zanaat vesselam
bir kadının renk cümbüşü dünyasından
vasat bir düzlüğe inmek
her şeye direk aynı gözle bakmak
kelimelerle dans etmek yerine
sevdim deyip kalmaktı
dümdüz bir yolda.




Bir adam sevmek
en çok da korktuğunda güçlü parmaklarına
kuş tüyü ellerini dolamak
baba niyetine
koruyucu şövalye gibi önüne siper etmesini beklemek yüreğini
beklentinin uğruna ölmek bilinmedik şey değil
bir adam sevmek
ama adam gibi adam sevmek
asıl olan..


Ayvazım DENİZ