1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
847
Okunma
Bir Ankara düşlüyorum
Serilmiş gözleri önümde
O masum gülüşü hala yüzünde
Uzanmış sırtüstü, aklı gökyüzünde
Yağacak yağmuru gözlüyor bugün de
Ne bir defter, ne bir kalem var elinde
Islanmayı bekliyor o halde
Bir Ankara düşlüyorum
Titrek bir mum alevinde
Hazırlanmış, belli ki romantik bir akşam yemeğinde
Süslenmiş, püslenmiş; pırlanta, kolyesi de kupesi de
Gelir şaraplar, yıllanmış mahzende
Güzel kokular yayılır, ne var acaba yemekte?
Ay parlıyor, bu gece mihrap yerinde
Bir Ankara düşlüyorum
Sokağa çıkmayıver, bu sefer de
Fonda bir müzik “Nazende Sevgilim Nazende”
Yürür mü bi daha Sakarya’da, Karanfil’de
Güvercinler yine mesken tutmuş, pinekliyor, Kocatepe’de
Ezanlar okunuyor, İsmail Coşar var minarede
Bir Ankara düşlüyorum
Oynamadan durur mu yerinde
Pavyonlar dolmuş, taşmış; Maltepe’de, Cebeci’de
“Ankara’nın Bağları” çalıyor her yerde
Yine meclis karışmış, yeni bir kanun çıkacak herhalde
Her yer kırmızı siyah; Gençlerbirliği bu maçı alır, bir sıfır önde
Bir Ankara düşlüyorum
Bembeyaz gelinlikler içerisinde
Her yer beyaza bürünmüş; anlaşılan okullar tatil Çankaya’da, Yenimahalle’de
Çocuklar tutmuş yokuş başlarını; kızaklar, poşetler, ellerinde
Bak Cemal Safi ne diyor “Telefonda Sen” şiirinde;
Ne söylersen söyle, sen ne dersen de!
Anlat düşmanımı düşte görsen de!
HAKAN AYDIN
5.0
100% (2)