4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1815
Okunma

Duydum ki; halen aşkımız için ağlıyormuşsun
Oysa ben senin adını bile unuttum
Gördüğün eski dostlarımıza, beni soruyormuşsun
O kötü günlerin geride kaldığını,
Yaptıklarının pişmanlığını
Ve aşkımızı aradığını söylüyormuşsun
Ey yar, ben senin yasını bile tuttum…
Biliyorsun, ben istemedim böyle olmasını
Ben geldim, sen çarptın suratıma kapını
Beklerken ellerim cebimde, köşebaşında
Sadece pencereyi açsaydın,
En azından dönüp bir baksaydın
Belki duyardın gönlümün feryadını,
Görürdün belki gözümün yaşını…
Yok be… Göremezdin
Öyle bir kaptırmıştın ki kendini
Süslü, şatafatlı hayatın reklamlarına
Yanındaki adam müsveddesinin kır saçlarına,
O hain, o kahpe bakışlarına bile aldırmazken
Benim yaralı gönlümü nasıl görecektin,
İçimdeki yangını nerden bilecektin?
Meteliksiz ve yanımda sadece gözyaşlarımla
Bizim meyhanenin yolunu tuttum
Ama kalbinden olduğu gibi, oradan da kovuldum
Attılar beni yaka paça dışarıya
Ömrüm dönüştü, sanki Yeşilçam senaryosuna
Aşkına da meyhaneciye de sitem ettim
İhanetlerinizi,
Hor görmelerinizi,
Tozlu, paslı bir rafa koydum
Ve düşündüm ki;
Bu dünya ne sana, ne de meyhaneciye değer
Silip attım bir kenara yaşadığım acıları
Direndim, mücadele ettim,
Hayatın girdabında kaldım bazen,
Acılarında yoğruldum
Yoruldum çok yoruldum
Ama sonunda kazanan ben oldum
Adamlık, o senin bildiğin gibi
Parayla, şöhretle olunuyorsa eğer
Bak işte, şimdi de ben adam oldum
Ve senin adını bile unuttum...
Adını unuttum;
Ama kapıma bıraktığın mektubunu
Belki bin defa kokladım ve okudum…
5.0
100% (7)