2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1222
Okunma
Gül ağaçları Sofi gül ağaçları
Yapraklarına takıştırdığın anılar
Yolun öteki tarafında durduracağım arabayı
Çeşmeye yakın
Gül ağaçları işte Sofi
Onlar kökleştiler gitgide
Elini tutsam uzanıp
Bir gece odana süzülsem
Oturup dizlerinin dibine
Tutsam ellerini
Yüzün kızarsa biraz
Fısıldasam aşk sürülmüş sözcüklerimi sana
Araba bekliyor Sofi
Atların dizginleri coşkulu
Kamçı taşımıyorum o günden beri
Hani vurma şu atlara dediğin
Sofi dudaklarım yanıyor
İçim de yanıyor aslında
Çorak topraklar gibi yarılıp çatlıyor erkekliğim
Özlüyorum seni çok
Bak güneş parlıyor tepenin ardından
Su birikintileri rüyalarımıza benziyor
Açık bırakılmış pencerelerimize bir de
Masallar çocukça
Ve hepsi yalan biliyorum
Kehribar rengine muhtacım sabrının
Dokunuşlarına da muhtacım
Salıncakta sallanan çıplak ayaklı o kızın
Dedemin bahçeli evi yıkıldı
Taşlar yağdı kasabanın üzerine
Korktu herkes
Mağaralara saklandılar
Bense seni düşündüm
Oracıkta ölebilirdim
Ama ben seni düşündüm
Şehir ışıkları yandı haylazca
Kopuk sayfaları avuçlarımdaydı defterinin
Özlemiştim yine duru tenini
Ağlıyorum Sofi ağlıyorum
Utanıyorum çıplaklığımdan
Yerime sevdiğin adamı anımsıyorum
Kirli paltolu iri gövdeli o adamı
Tutkusundan başka ne verebilir ki sana?
Uğur böcekleri konuyor rüzgara
Asma ağaçlarına tırmanıyor çakıl taşları
Sensizliğe seçilmişim galiba
Sayısız yıldız arasından gözlerin kayıyor gözlerime doğru
Bir uçurtma bayramı gelsen diyorum
Ölümsüz kelebeklerin varlığına inansak birlikte
Bıraksan kirli paltolu adamın kara ellerini
Omuzlarına dökülse saçların tel tel
Boşuna biliyorum boşuna bu bekleyişim
Dönüşsüzdü çıktığın yol
Katıksızdı yokluğun
Anladığım anlatabildiğimden ne kadar da az
Tazecik ruhunla gençleşiyorum senin
Bu gezegenin bir yerlerinde olduğunu bildikçe
Huzur buluyorum...
5.0
100% (8)