4
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
935
Okunma
rüzgarın oynattığı bir kokuyu anımsatır
ellerin çoğaldıkça geçmişimiz gelir aklıma
ne yüzünün detaylı bir hatırası kalmıştır
ne de içimin sana bakarken duyduğu o gün batımı
sanki bir sarhoşun günlüğünden su içiyormuş gibi
karışır harfler bir birine
son kez gülüşün kalır
bir de ses verişin uzaklardan sevgime
yaslanır kalırım
duvarlar bilir geçer hemen
hatırlatır geçer geceler
derin bir yaranın nasıl kanadığını duyarım
nasıl kapandığını aniden
kelebekler öylesine güzeldi ki tokasında
unutmamak için
saçlarının hangi yöne yattığını
hangi rüzgarda süslendiğini bilirdim
parlak uçlarında sarı menevişler
sarılarak öptüğümü bilirim
gözlerin bir ağacın yaprakları gibi suskun
zamanın kollarında yeşeren bahçe
gözlerin en çok sevinçlerimi bölen
maviliklerin tutuşan derinlikleri
bulutlar geçtikçe içinden
söylediğin bir masal
göğe kanat açan kuşların özlediği
bir de ayakların avutur beni
kirpiklerim yere değerken
utanıp sırtımdan vurulduğum
yeni yollar açmıştım kendime
sensiz renkleri karanlık
çekilirken gölgelerin içine
vurulmuş ay gecelerinde sözler
sürekli kendini tazeleyen bir vurgun
harflerin sürgününe kurulan dar ağaçları gibi
acısı kaldı kalbimde.