1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1208
Okunma

uslandım anne
artık bebeklerimin kollarını bacaklarını çıkarmıyorum
acı çekecek diye, komşunun kedisini çekelemiyorum kuyruğundan
babamın peşinden yırtılan ayakkabılarımı elime alıp koşmuyorum
O’ da yorgun gitgide daha az çatılıyor kaşları
nedendir bilmem daha çok oturuyor o duman altı karanlıklarda..
ekmeği soğutmadan yiyebiliyorum,çorbayı üflemeden
üstelik hiç kimse kırılan camı için gelmiyor kapımıza
sen gittikten sonra bayramlara heyecanlanmıyor, ikinci bir el öpmüyorum
komşunun çocuğunun güzel elbiselerini bile sildim aklımdan
artık istemiyorum o bayramlık denen ıvır zıvır şeyleri
alıp elime teker teker savurdum hüzünlerimi gönül boncuklarımdan
büyüdüm
büyüdükçe daraldı evimizin odaları
ve daha çok sevdim bana yalnızlığı sevdiren koyu siyahları
avuçlarım hızla kalınlaşıyor günden güne
bu şeyin adına nasır diyorlar ben yeni duydum.
gözlerimin altındaki halkalara bak istersen
yada yüzüme düşen hüzünde ara kocaman oluşumu
tırnaklarımla söküp söküp atıyorum hergece yanağımdaki o iki çukuru...
o çukurlarda minnacık bileklerim kayboluyor,
anne ;
gözlerimi daha az kapatıyorum artık
ağlamak;
şimdilerde göz kapaklarımdan armağan yüzüme
hangi cümleye başlasam
ucu yanıyor sözümün, hayatıma aralanan yerlerinde.
anne;
sesinden adımı özledim
kızarken kızaran yanaklarını
arkamdan ağlayan ekmeği anne
kırmızı kurdeleli pabuçlarımı ...
Gülşah Gayret
...
5.0
100% (3)