4
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
2087
Okunma

tozda balık sanki arabalar
dik vazodaki buruşuk karanfiller gibi yüzler
tüm suratlar yüzde kırkbeş alkollü
yine de seviliyor yaşam
insanlığa gidiyor tüm izler...
ömrün tozu biriken alınlarda
resmî kurumlar gibi
kara kuru gülüyor insanlar
kumru resmi çizmeyi bilmiyorlar
"her canlı tadacak onu diyor"-tanrı/ölüm
bereket var buralarda!
kabalama gidiyor
göller geliyor aklıma
yusufçuğu da yaratan tanrı derken
bir iç çekişten fazla vurmazmış en sert yağmur
tam, tüm insanlar "severken" birbirine benzer diyeceğim
lisanları farklı insanlar
yamyamlar gibi birbirini yiyor
hatırlıyorum
havada kesif bir yalnızlık kokusu
dağlar bile utangaç
sen yaklaştıkça kaçıyor
ve sesizlik
coğrafî sendromun kuşpalazı senfonisi diyorum
yine de zenginlikten bahsediliyor
kim fakir/hâkir görüyorsa yalan
on kurbanlığa bir adam düşüyor!
bulutlarına boya yetmez de
elma şekeri dikmeli diyorum buralara
tütün yerine uçamayan evcil kuşlar
klonlanmış kalabalıklar biraz
burada insanlar kuşlardan fazla göçüyor
sonra
valisi olan köyler gibi
velisi olmayan uçurtmalar uçuruyorum aklımın meydanında
hasmına tiryâki bir bilmece gibi bakıyorum o kara kaplı labirent’e
-utandığımı belli etmiyorum-
şiir diyorum zâten
vesâireler çöplüğü
unutalım gitsin
oğul; diyor kara kaplı defter!
kaç kez kabuk değiştirdim bilmiyorum
vicdan dediğin;
yüzündeki tebessüm çukurudur bir çocuğun
büyümüş olursun
koyunları aştığında boyun
siz uyumak için sayıyorsunuz
biz, yüz biri de sağ döndü mü diye eve!
ToprağınSesi
.
5.0
100% (9)