3
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1428
Okunma
Dedi ki kuşlara inanma, yalancıdır;
kanatlarının kıyısında gökle inerler yere...
Dedim ki yalana inanma, doğrudur;
halefsiz, selefsiz öz olurlar gerçeğe...
Sustu bir süre;
sessiz olsa anlardım
ama sustu...
Bir şey demediğinden değil
dediğinin ne olduğunu anlamadığımdan sustu...
Bir müddet gözlerime baktı
sonra gözlerimi alıp rengine baktı;
bıyığı var bu rengin dedi...
Traş ediyordum çayı, yine de güldüm.
Gölgesi de vardır belki, dedim...
Belki, dedi...
Bir sigara yaktı,
kâğıttan gemi yaptı.
Şeker taşıdı, harf taşıdı
Yetmedi uzaklığını bana taşıdı...
Dayanamadım öptüm...
Dedi ki, Neden şimdi öptün beni?
Gemiden kâğıtlığını taşıyordum.
Terliydim, biraz da otuz beş yaşındaydım.
Dedim ki, öpmedim;
asırlardır ayrı olan iki sevgiliyi kavuşturdum.
Susmadı, güldü...
Ânda bir çöl vardı, Mecnûn’a gizlenen
Öpüşte bir tad vardı, Leyla ile beliren...
5.0
100% (12)