9
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1737
Okunma

O gölgeli bakışlarında üşüdüğüm akşamın ertesiydi.
Bir baykuş dalda ayrılık türküsünü söylüyordu
kulaklarımı tıkadım
gönlümü zemzem suyuyla üç kere yıkadım.
Elimde sigaramın izmariti
yaşım kadar sayıp çevirdim
baş harfin gözlerime üflendi
tamam dedim bu sefer
kaderi koluma taktım
ardından tekrar efkarlı bir sigara yaktım
dumanıydı belki de gözüme kaçan
o yüzden sulanıyordu vakitli vakitsiz
sabır dedim..Sabır..
Hala kendimle savaştayım yar
elim telefonun tuşlarında
parmaklarım benden habersiz seyrü sefer ediyor üstünde
bastı basacak akşamın kızıllığı yüreğime
savaşa mola veriyorum gözlerimi kapatıp
ah uzaktan batan günün kızıllığı sanki sen gibi tıpa tıp..
Her sabah zırhlarımı kuşanıyorum
daha bir güçlüyüm diyorum kendime
yalnızca kendimi kandırsam da bu avuntu tütüyor yüreğimde
ne zamandır ateş yakmıyorum şöminemde
kalan ateşin kızgın közlerinde ısıtıyorum üşüyen avuçlarımı.
Kendimle mücadeleyi kaybettiğim anlarda
sesin kulağımda bir nihavent makamı tutturuyor
sessiz telefonların benim yar
sesim sana bir türlü ulaşmıyor.
Bir posta güvercini yüreğim
sana saldım
ayağında aşkımın son kırıntıları
yağmur gibi dökülüyorum üstüne
silme kirpiğinin üstünde ki son damlamı.
Korkak bir tavşan gibi kelimelerin arkasına siğınıyorum
içten içe fılsıldanan ve sadece sevenlerin duyduğu kelimeler
o kelimeler ki
bıçak gibi kesiyor içimi
cerahatim sen
ilacım sen
gel diyemeyen yine ben
boğazlanan cümlelerim var gönlümün mahzenlerinde sana söylemediğim
hala duymuyormusun sevdiğim
çığlık çığlığa ölüyorlar.
Gururun arka yüzü karanlık
korkuyorum yar korkuyorrum
yüzümü sana dönüyorum
kalkanına çarpıp
bir kelebek gibi düşüyorum geçmişine
yeter bir umut ver artık ellerime..
Her bir derdi sürüyorum yüzüme
üstümden akıp gidiyor sensizliğe
yıkansan diyorum
bir kez de benim gibi yıkansan
suyu tükenmiş hamamlarda
belki su, senin sevgin olur akar başımdan aşşağıya
ah be yar diyorum ki
her zaman ki gibi yine benim sevdama katlansan
bir gül gibi kopamadan dalında benim gibi koklansan.
Arz-ı endam eder her gece yokluğun karşımda
nispet mi yapıyor
bana mı öyle geliyor ne?
bir korkuluk gibi cam kenarlarında
Öylesine seyrediyorum gittiğin kaldırımlarda ayak izlerini
kara saplı kazmayla
yüreğime diktiğin bu sevdayı bekliyorum
hasat vakti gelmedi mi yar.
Ayvazım DENİZ