1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1389
Okunma

Tükenmez kalemler de tükenirmiş
Bunu öğretti bana hayat...
Yalnızlığı göğüslemek kor gecelerde,
Gün batımı gibi bahtsız kalırken dünyam,
Dinlediğim fakat anlamadığım
Sessizliğin çırpınışını görmek varmış
Çay bardağının içindeki
Çökertide.
Kuş cıvıltısını anlatsa da
Komşunun terlik sesleri,
Üst katın sadece laminant tabanını şenlendirmekte,
Benim tavanımsa yalnızlığın
Şifrelerinde boğularak,
Leonardo Da Vincicilik oynamakta.
’Kusura bakma’ diyor filmdeki artist
Terkederken sarışın sevgilisini.
Ki bilirim ülkemde
Kaç adet tırnak yenir bu sahne için.
Sarışın kızın esmer arkadaşı
Nedenini sorar kapıya yönelen
Düz saçlı, takım elbiseli jöne.
Çalan kapı zilinin
Ne önemi vardır ki Jönün cevabı karşısında.
Israrcıdır dışarıdaki.
Malum yağmur yağmakta.
Gözü televizyonda, kulağı kapıda
Eli ayçekirdeği torbasında.
Bir yalnızlık öyküsünü
Böler içeri giren ıslanmış kadın.
Ve der ki Günaydın.
İlgi odağı değişir adamın bir anda
Masaya bırakır kuruyemişi,
Kapatır televizyonu bulup kumandayı
Temiz havlu verir ıslanmış sarışın kadının saçlarına.
Kalem sorar kadın
Bir tükenmez kalem
İmzalatmak için ayrılık beyannamesini.
Oysa o gün türkenmiştir bütün tükenmez kalemler.
Ve altı ay önce
Bir kavga ile başlamıştır
Bugün sona gelinen işlemler.
Ümitler gibi
Tükenmez kalemler de tükenirmiş,
Bunu öğretti bana sükûtlar,
Hey hat.
ls