sana hangi dilden anlatayım ki Türkân
ben sana şu çikleti alıp çiğneme demedim mi
yani sen var ya sen zaten çiğnemesini beceremezsin ki
araba lastiği gibi ikide bir patlatırsın Türkân


o yüzden kaldırımlar bile yüreğimin sargısını tanıyor
ne zaman yere düşse senin yüzünden Türkân
hop oturup hop kalkacağım dakikaları sayıyorum
saatime baka baka
millet hep beni bir yere yetişecek sanıyor


yapma Türkân
şu çiklet yok mu çiklet
adına sakız dediler olmadı
rengini değiştirdiler cıkkk


alışamadım ki bir türlü
adamlar içine damla sakızı koydular ııhh
bilseler keten helvayı ne kadar sevdiğimi
ama bu da yassı be güzelim


diyeceğim o ki
şunu sen çiğniyorsun ya hani
yeminle benim gıdım gıdıklıyor sanki
halâ bunda anlamayacak ne var ki be Türkân


patlatmasana ağzının içi bomboşmuş gibi
iki lâf edelim geç karşıma dertleşelim diyeceğim
korkuyorum vallâhi
yani tam otobüste çiklet yüzünden iri bir adamı
nasıl dövdüm diyecektim ki


...bi bommm...

gitti Türkân
yüreğimin sargısı da oracıkta çözülüp ölecek
hep o senin çikletinin yüzünden
gördün mü bak
ben sana demiştim alışamadım diye Türkân