0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1733
Okunma

Dur demek isterdim
Şşş sakin ol
öylece sakin
bağırma duyacaklar
tabiki umursa,
kaldı ki
kimseyi umursamadan yaşayamazsın
önemsediğin kadar varsındır
ve tabiî ki önemsendiğin ki
sıradanlığının zincirlerini kırmanın tek yolu
şimdi dinle kasmadan
ve kısmadan yüzünün çizgilerini ki
düşlerini kur ama kırmadan kur
kazanmak ve kaybetmek arasındaki ince çizgi
kapıları açmadan gitmek midir
hadi sen uzaklaş kapıdan
ve otur koltuğa..
ilişmeyeceğim söz
ve didişmeyeceğim sadece otur
ve yaslan ki
yüreğin kocaman bir deryadır bilirim/
kendi bedenini boğmaya hazır
ve unutmak sularına gömülen bir şişe ki
sular çekilinceye kadar otur koltuğuna
sakın deme
hissetmedim seni hiç
sakın deme titremedi tenim
ve ısınmadı/soğumadı
çekilmedi kanım
akmadı sularım kendi çağlayanımda ki
minnacık bir gülüm/seme
ufacık bir sinir düş/medi yüzüme deme
şşşş kesme sözümü
sinir olurum bilirsin
krem kokan ellerinin arasından
serbest bırak saçlarını
ve gel şimdi yanıma
gel/usulca ve kimsesiz ki
kayboldum…
yolunu sokağını bilmediğim bir şehirde
elimde hiçbir adres yok
kime ne sorsam bilmediğim bir dilde cevaplar aldım
kimsesiz kaldım
kim olduğum belliyken kimliksiz kaldım
ve ben ki sevgili;
sırtındaki açık unuttuğun kapılardan yazıyorum sana..
sen meçhule giderken..
şaşkın bir mavi deniz olur musun demiştim ya
kendi sahilinde
bir sus aralığında
bir rüzgar değse saçlarına
tenin soğuyacak biliyorum
ve biliyorum
hiç bir şarkı anlatmaya yetmeyecek
o anımızı ki
hadi kıs sesini hırıltısız ve derinden
duvardaki asılı duran gölgemi yerinden sök
ve sök asılı duran seslerimizi
sus…
tenine dokunan parmak uçlarım kadar sus
sana küstüğüm kadar
ahhh içimde nasılda tarifsiz bir tat var ki
yayılıp duruyor tüm hücrelerime
Kim bilir belki de bu kadar sevmiş olmamızın nedeni
kilometrelerce öteden hissetmek ruhlarımızı ki
Yüreğindeki ritmi boş ver
dur…
şimdi dur...
kabuk bağlayan bir yara gibi ki
tekrar ettirme kelimelerimi
aksileşmesin sesim
hücrelerinde taşıdığın martıların çığlıkları
kanayan tabanlarının acısı kadar dur ki
bilirim eriyorsun
azalma ve azaltma isteğin var içinde
(içini yerim dediğim düştü yüreğime ve güldüm şimdi manasız)
istedim...
senin kadar bende..
avuçlarımda sımmmsıkı kavrayıp seni
ayak tabanlarıma eritecek kadar istedim ki
dudaklarındaki vişne çürüğü bulaşmıştı tüm bedenime
alt yazılar geçiyorum şimdi
az sonralar ki
bir fragman telaşı zaman..
yazdığımı tekrar okumuyorum
okumuyorum yazdığımı tekrar
tekrarsız ve tekerrürsüz kelimelerim
boşalıyor avuçlarıma ıslak
kanadım işte yastığımda dağılmış saçların
keskin virajların şarampol günlerine uyandırıyor beni
sana yuvarlanıyorum
her yeni günde ki
sırtını daya bana geniş zamanlarda
parmaklarım bedenimde gezinirken
sen kokuyordu intihar gecelerimde
saklandım…
sakladım ellerimi senden bihaber
parmak uçlarım hatırladıkça seni
bir b/aşka okşuyor kalemi
bir başka sıkıyor
canın acımadı değil mi?
(...)