1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1774
Okunma

Türküler sizi anlatır
Ağıtlar yakılır ölüme duyulan acıya
Şeytan istemiş sizden bedenlerinizi
Ve siz delişmen çocuklar
Gözüpekliğiniz yoksulluğunuzun onuru
Kolunda ağır çamaşır sepeti analarınız
Elinde tokacı
Sırtında bakracın yükü
Ömürlerinin dayağını yiyen göz kamaştırıcı aklıkta çamaşırlar
Fırat’a duacılar
Uçuşan kır saçlarıyla aklığın gurunda cefakar analar
Çivitin maviliği göğü kucaklıyor
Dalları eğen çamaşır iplerinde
Hırçın rüzgara teslim olmama çabası kuruduğunda sona erecek
Ateşim ben, külüm ben!
Size sevgim kuşkusuz
Sanat diye yazmıyorum bunları
Bağrımda derin bir yarayla emzirmeye çalışıyorum yaralarınızı
Yüreğimden size uzanan kederleri birleştiren bir bağ kurdum
Uyanan bir insanın haykırışı diyelim isterseniz.
Bilirim ki her gün ölümüne çarpışırsınız hayatla
Bazen doğayla bazen azgın Fırat’la
En yüksek geleceğiniz bir gün sonra yiyeceğiniz bir lokma ekmektir.
Ama inanın sizin gibi yürekler çok şu dünyada;
Belki Güney Amerika’da
ya da Şili’de, Peru veya Meksika’da
Afrika’da
Bizler arada bir hiç farkında olmadan evrenin türküsünü birlikte söylüyoruz aslında
Hassas yürekli, dişiyle tırnağıyla emekli
Bahtı kara şairler bir sal olup bazen havanızı koklarlar Fırat kıyılarında
Bir selamdır bu
Kızıl şafakların analarına, kız kardeşlerine
ve Fırat’ın gözü yaşlı çocuklarına
Rengarenk gözlüklerimizi iki yüzlü insanların yanında bırakıp
Sizin gözünüzle bakmak için dünyaya
Görkemli limanları, egemen gemileri kocaman şehirleri unutup
Fıratın azgınlığında ki çırpınışlarınızla yürek yüreğe.
Sizleri kurtaramam belki şiirsel güzelliklerle
Ama konuşabilirim sizinle şiir diliyle
Nice yıkık kentlere, açlığa, yoksulluğa, diremeye şiirler yazdıkta ne oldu?
Egemen güçler yine bildiğini okudu...
Yüzlerinden gülümser gibiydiler, bir daha yaşanmasın derken
İçlerinden ise hastalarınıza, ölülerinize bereket dilediler.
Sonra
Sonrası felaketin gerçek kollarına attık sizleri
Azgın ele başlarıyla önce sempatizanlar
Sonra teröristler yarattık körpe yüreklerinizden
İhmal edilişin isyanı, tepkisiydi çoğunuzun ki
Oysa siz bizim çocuklarımızdınız. Çocuklarımızsınız
Maşalar yarattık sizden emperyalizmin elleri yanmasın diye...
Yüz yıllardır sönmüş yanardağları patlattık. Volkan oldunuz ülkenizi parçalamaya
Adım adım yayıldı lavlar Anadolu’ya...
Kardeş kavgası yarattık kendi ellerimizle
"Demokrasi"ye çağırırken birileri, halen vurdum duymaz tavırlardalar
Bir şey olmamış gibi.
Ve halen bir şekilde ceplerini doldurmanın çabasındalar
"Kültür!" der "Sanat!" deriz
Boy boy fotoğraflarını yayınlarız açlığın sefaletin
Sanatçıyız ya...
Dergilerde gazetelerde görenler "vah vah" der sadece
Sonra özendiğiniz yaşantısının kollarına bırakır kendini
Enteliz ya...
Ve yine bir şairin, ressamın, gazetecinin, yazarın
Not defterinde kalırsınız sürreal anılarla...
Yazan ve Seslendiren Mehmet Fikret ÜNALAN
5.0
100% (3)