2
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
1110
Okunma
sen olsaydın bir şeyler söylerdim
sonra sen kimsin bilmem
düşlerimde beni dinleyen
gelecek gelmeyecek diye uzayan yakınlığım
yağmurun karamsarlığına saklanıp
beni dinleyen
sen kimsin
kiminsin bilmem
yanlış kurulmuş şehirler onların gökleri
mavileri bulutları ve kederleri ile
bir şiir gibi katlayıp cebime sakladığım
kalabalıklarda binlerce gözün yaktığı
sokakların ışıltısı
ve çabuk silinen dalgınlığımın takipçisi
ıslak kaldırım taşlarına değen
sen kimsin
kiminsin bilmem
kendimle konuşmuşluğum
cevap vermezdin dinlerdin beni dinlerdin
kımıltısız perdeler
ses geçirmez geceler
gizli kalmış mesafelerde çiçekleriyle dertleşen
eski güzelliğini fısıldayan aynaya
sarılırken uyumuş o sandalye o masa
ve onun boşluğunda tüten anılarımızın
kalmadığını görmek gibi
beklediğim kapılarım olurdu
ve onun duvarlarla kardeşliğini üflediğim gün
dalgın bir kaç resimle
düşündüğümüzü söyleyemezdik camlara
sen kimsin
kiminsin bilmem
kimseye görünmeden
parmaklarıma değişini seyrederdim
ve yağmurla gelişini pencerelerden.