5
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1286
Okunma
vakur bir içtenlik olacak hepsi
sonra bırakacağım avuçlarını söz
uçup gideceğiz sonra ateşböcekleri gibi
tutuşup el ele
meleklere verip ince belimizi
kaydetmeye kurulu hafızam seni
sonra çürütürüz birer birer
unutması zor anları
uyutulması gereken zanları
sevmenin sermâyesi yüreklerimizde
belki sıkı bir yağmur
belki su dolu bir çukur
yazları turlara katılırız ayrı ayrı
çekçekli bavullar kullanırız
yükleri hafifletmeye
yazı tura atarız iki yüzü boş bir para eşliğinde hiçliğe
bakarsın unuturuz ha demeye
buluruz bir barınak sığınmaya
dostoyevski okuruz bol bol
milena oluruz birimiz
bulmacalar çözeriz ya da
her yanı kapalı kapkara odalarda
tanımayız çok çok bir birimizi
sen beni terkeden afili kadın olursun
ben senin gibisini bir daha bulamayan
yan yana duran iki mum
ama yanmayan
sen kırmızı olursun
ateş bacayı çok sardığında
ben düş sağanağında mavi
masallar anlatırsın ayrılık tavında
silkeler atarız içimizden
tükürürüz adam gibi dışarı kırıkları
otururuz belki
hâlden anlayan bir banka karşılıklı
veya sığınırız
içinde gülen çocuk tebessümleri oynaşan bir parka
ben sana eski aşklarımdan bahsederim
sen yediğin tâze haltlardan
belki bir çay tutuşturan olur elimize
yudumlarız nefesimizi
bölüşürüz son defa soğutarak demimizi
arabesk bir bara kaçarız olmadı
resesif bir son tango meselâ
ya da sonuna dek açarız
uçkun bir valsin valfını
karışır tutunuruz belki
uzun kollu bir sirtakinin ucuna
kavruluruz jilet kesiği kırmızılarla
kime tuhaf gelir bir reçetenin ardına yazılmış şarkı!
dedim ya
vakur bir içtenlik olacak hepsi
bırakacağım avuçlarını sonra söz
sonra...
meleklere bırakıp ince bedenlerimizi
kaybetmeye kurulu hafizâlarla
uçup gideceğiz
ateşböcekleri gibi
t u t u ş u p el ele
yanmaya!
ToprağınSesi
.
5.0
100% (14)