6
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2006
Okunma

nice zamandır sevgili
yolun düşmedi hala buralara
yağmurlu bir nisan akşamıydı
sen giderken
umarsız bir uykudaydı şehir
ayrılığı düşürmüştün kirpiklerinden
giderken gülüşlerini bir de
bir akşam vaktiydi
her anı asırlar gibi
istenmş belki ama
kısmetsizliğimizden
yaşanamamış asırlar
bir ömrün deminden süzülen
tadı kekremsi
acı bir gülüş gibi
ben mi
ben de gözlerimi düşürmüştüm
sehrin ıslak ve yalnız kaldırımlarına
ve yağmurlara gözyaşlarımı
geceyi sarmıştı bulutlar neden sonra
bütün yalanlarına hayatın eyvallah da sevgili
yalan değildi hiç bir söylediğim
sana bana bize dair her ne varsa
ölümüne gerçekti
çok üzgünüm inanmamışsın oysa
bir sen miydin yoksa
titreyen yüreğinden ellerine kadar
saçlarına ayazları düşüren ay ışığında
ellerini tutan sevgilinin
hiç bırakmayacakmışçasına
hep geciken vakitlerin nisan akşamlarında
gece yitirdiği renklerinde solgun
martılarda iç kanamalı yaralar
ve sesini düşürdüğün kayalıklar da suskun şimdi
sancılarımın nedeniydi rüzgar
bilirsin ah o rüzgar
saçlarını okşardı
savrulurdu saçların sonra
ışıldardı gecenin aydınlığı ah o ipek saçlarında
gittiğin yolları bilirdim ayrılığa çıkardı
gittin
ayrılığı düşürdün sevdamıza
adressiz mekansız uçurum diplerinde yalnızlığımız şimdi
çok mu uzaklara gittin sevgili
çok mu düştün benden ayrılıklara
yolun düşer mi bilmem
belki bir gün gelsen de
düşürdüğün zamanlara sevdanı
bulamazsın artık sevgili
yokluğunda ben
defnettim bıraktığın her şeyi
denizde ayaz bir gece vakti
sana dair her ne varsa
bende yaşatmak için
ilmek ilmek yüreğime nakşettim
ve ellerini
ve gözlerini
ve seni
bil ki
artık affettim sevgili
artık affettim ...
Mert YİĞİTCAN
05 . 04 . 2014
istanbul
5.0
100% (11)