14
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
1900
Okunma

Sıkıldım bu sahtelikten
güneşin yüzüne gülümseme çizmekten
sıkıldım kendimi dinlemekten
şehvetle örtünen zemheri
dere yatağında aşkla teyemmüm ederken
ve ıslakken dudakları ayrılığın
son öpüşme tarihi geçmiş olan lirizm
Su taşıyor yüklemi kayıp cümlelerime
ve ben
‘’şiirim geldi çekilin yoldan’’ diye bağırıp
d’evirip öpüyorum yalnızlığı gözlerinden
Sıkıldım bu gel gitlerden
doğanın insafından istikrar beklemekten
sıkıldım bu hüzün dolu şehirden
iradesi gaspolmuş ezik komedilerden
ve bu ilahi tragedya
vaz geçmiyor paçamı çekiştirmekten
En karanlık günde düşünmeyi terketsem
uçuk kaçık bir hikayenin içine gömülsem
sonra dertleşsem tanrıyla
bir sonraki uçuşumu bereber planlasak
(Tanrı benim içimde s’akladığım umudumdu )
yerçekimini hiçe sayan düşlerim
yağmur gibi gerçeklik yağdırırken kente
düşebilsem aydınlık yüreğine
bekleyişlerin ve beklentilerin önündeki
duvarlara toslayan
sırtımdaki yüke aldırmadan koşan
içimdeki bu çocuğu
ve onun pasaklı cümlelerini
hangi şiir anlatabilir ki
sıkıldım suya yazı yazmaktan
ben anlamamışken kendimi
başkalarını da suçlayamam ki
aslında çok şey beklemedim hayattan
bir çay içimi kıvamında
bir göz derinliğinde
bir gamze çukurunda
inzivaya ç’ekilseydim yeterdi
lakin hiç bir yere sığmıyorum
dolmuyor küçük bir gülümseme ile dolacak olan kalbim
sadece sıkıldım
saman alevi gibi yanıp
mum gibi erimekten
hadi üfle ve söndür
devam edeyim kar/arsız kaldığım yerden
Arzen A T A
5.0
100% (32)