6
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
2150
Okunma

vakti geçmiş bir bahar akşamında
seni arıyordum ben yine
unutulmuştu zaman ıslak kaldırımlarda
ve bütün izlerini silmişti yıllar
yalnız bir şehrin yürek yangınıydı
çaresizce taşıdığım özlemlerin içimde
ağır ağır dinledim bir köşe başında
düşen yağmur damlalarını
loş sokakların terk edilmişliğine sığınmış
hüzünlü bir kemanın sahipsizliğinde
düştüm sonra
yarım bırakılmış gönül şarkılarına
gitmişti kuşlar
şimdilerde kayıptı çocuk sevinçlerimiz
birlikte yitirdiğimiz renkleri aradım yine
bir esinti gibi
ufuk çizgisinde kaybolan hayalinle
zamanın uzak diyarlarına uçuşan
takvim yapraklarınca koparılmışlığı ellerimizin
sonrasında solan gün batımlarından süzülen karanlığın
iç sesinde kaybolmuşluğu işte seslerimizin
gölgeleri dahi ayrı kalabalıklar
yalnızlığı dolaşıyordu benim gibi
nicedir ışıksız
ve ıssızdı gözleri
unutulmuş sevgilere duaya çıkmıştı
bedeninden koparılmış sahipsiz elleri
oysa ki
can çekişiyordu her bir kaldırımda
ölgün ruhların üşüyen yürekleri
gecede ne ay ne de yıldızlar
yalnızca kin nefret
ve ihanet gülümsüyordu
artık sevgiler terk etmişti bizleri
biz değildik hala ağlayan bu sefil halimize
yalnızca melekler ağlıyordu
ümidin tükendiği bir an ki asılar gibi
sonra karanlıklar ışık ışık çekildi gökyüzüne
çocuklar gülümsüyordu ışıl ışıl gözleri
sevgiyle tutuşmuştu minicik elleri
sesleri doldurdu yeniden
suskunluk
kin
nefret
ve ihanetlerin yerini
çocukların hepsi birer melek’ti tıpkı senin gibi
hoş geldin sevgi’li sevgili
gecikmiş zamanların ebedi sevgilisi
hoş geldin ...
Mert YİĞİTCAN
16 . 03 . 2014
İstanbul
5.0
100% (9)