yok gibi ve eğreti, ikiyüzlü değil
dudaklarımızda bir damla gülücük
derlenmiş uzakça yıldız
mesafelerce öteden ışığı
ölümcül hasta, sarargın ve cılız.

kibrit alevi mutluluğumuz
ufacık krater gölcüğü
aldatmacalardan arınmış
doğal ve tazecik,
üvey değil dünyamızda
ev sahibi gibi içimizde barınmış.

umutlarımız gök rengi belirgin
yürek dolusu kan
avuç içinde avuç
namlularca hışımlı, sıcak
erişilmesi güç
çaresizlik çareden daha girgin
çaba bitimsiz ve gülünç.

yaşantımız incecik yağmur
birlikte, el ele, gerçek
ikizlerleyin tek
acımızı hangi bulut gölgeler
hangi şimşek belceden vurur.

yaratıcılığımız tüketilmiş kuşak
özgürlüğe tutsak aklımız,
beynimizin zindanlarında çürür
nemli-paslı korkumuz cesurlardan değil
korku, korkaklarda kudurur.

anılar, dün kurusu fidanlar
çöldeki yılanlar örneği, susuz.
karlar arasında sendeler
tomucukta don vuruğu gelincik
gencecik ruhumuz


ölümsüzlüğe el sallar.









MGA