4
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1779
Okunma

Koklarım
ölü gülleri
gülller öldürür aşkı
Rahatsız
durgun güller
öykünür güller sevince
ve yetişirim ben
her günümün ölüm niyetine
kurur su gülmez güller
gider bedenimin yeşili
gider kızarak kan kıpkırmızı
güller sakatlanır
ayaklarım durur gitmekten
güller sayıklar ışığı
zayıf kahverengiyle ıslanır,
parçalanır üstümde güller.
Dikene bakarak
batarak dikenden
bir tel örgünün içinde
sendelemiş ve şaşkın
dikeni batırıp ,
üstüme geldiğinde.
gördüğüm çorak
kopan parçaları geri dikemez bedenine
küçük bir çocuktur korkunca
aynayla bölünen uykuda
çömez bir rüyadır asıl
ve herkes anlamış rolü yapar hep
kendi iğnesinden haberi bile yoktur
çoğalır kaygısı çocuğun
bir anı bulup atar suya
ve sonunda sırası gelir
o müthiş sessizlikte
bilmezken artık ne yapacağını
koyu mavi gecelerde boğulurken
ve kısmi felçlerim depreşir
depremin anavatınında
ve doğuştan öksüz bir bebektir
şu kocamış bedenim
bir poşet dolusu yanılgı
şüphe zarında kıvranıp dururum ,
kilitli bir giysi gibi.
Oda bıkıp kaçar
en sonunda dikenli bir salıncak
en sonunda yalnızlığımla başbaşa
alışkanlığım yalnızlık
orda durup bakan
bir siluettir acı veren
dağılan mutluluğun ardından
ve sensizliktir komşum ...
bulaşır körpe gençliğime
bulaşır duvar saatinin hapishanesine
duvarın harcı güller
evimin durumu kuru güller...
kaç tane giysi değiştirdim,
hala kimliksiz...
bir yılan tarlasında......
Ve Sezen çaldı radyoda ...Git...*
5.0
100% (8)