göğe bir sıcaklık gelecek tutun çiçekleri
hangi zamanın ağzınız söylemeyin
böyle balık gibi avuçlarımdan kayıp su yeşili
leylek tanrım
leylek yakınımdan geçiyor
uçarken değen parmağımın hissi
panayırı kuleden düşerken görüyorum

uyu ve mutlu resimler için
boyunu geçmeyen denizlere in
kasıp vücudunu alışmak için hayata
ayağını sarkıtıp suyun acı tuzunu dinle

hepinizin ağzı oyuk oval ve düşüncesiz
bir çağı kapatıp diğer çağa doğru
anın kayıp gürültüsünü içip çekileceksiniz
yanlışlarınız ve duru bir tanrı için sonsuza

kapılar içini çeken fırtınalara gebe
durgunluk yaratıcısını bekliyor
hemen çıkıp gideceğim çekilin
hatırlatan bir şey var duvarın arkasında
ot düğümleri kırışarak uzanmış göğe
hala ağlıyor yetişemediği ölüye

körler savaşından sonra bütün yıkıntılar onarılsın
mutsuz sarı tarlalar ve onun yorgunluğu
akşamın sofrasına düşerken bir patlama daha
duymak istemiyorum

beni de götürün
toprak yolların her adımda sizi bana hatırlatan sevgisine
çıldıran çiçeklere kalbimi verin
azarlamayın böcekleri ölürken.