1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1856
Okunma

Memen diyorum, sol memen,
Göğüslerinin diğer tabir-i adı,
Sapı bembeyaz, uçları kıpkırmızı olan,
Hani bebeğinin aş evi,
Benim şehvet yanım,
Toprağım,
Memleketim,
Anavatanım.
İşte orası
Tam oranın altında bir mayına bastı kalbim, izim kalıyor orda, hudut sınırı gibi mesela, kapısında mülteciler geçmeye yeltenebilir artık.
Kapısı kırıldı,
Kapısı yırtıldı,
Kapısı paramparça,
Zavallı kapısı…
Sol memen, c/anım benim, kalbimin ayakları altında patladı. vefakar bir mayındı,
Sakat bıraktı…
Öyle bir devrildim ki, sabahı çarşambanın…
S/ellere vermiştiler ya çarşambayı, niye derdim hep kendi kendime, demek ki, Çarşamba selmiş, birinden alıp diğerine götürenmiş, sel almış seni benden alıp başkasına…
Başkası dokunabilecek mi benim gibi… sol göğsünün altına. Yuva kurabilecek mi?
Benim izime basarsa canın yanar mı?
Ne kadar yanar.
Ben yandım,
Canımda yandı,
Anım da,
Sana gelirken,
Senden giderken
ve
Sen giderken.
Niye gittin olmayacak, soru sormayacağım ve ardından methiyeler yazmayacağım,
yüreğim diyorum yüreğim,
sol memenin altında mayına basmıştı ya,
yüreğine giden damarları kesildi.
Öksüz bir Çarşamba sabahında, sel aldı.
Kürtaj cinayettir diye bağırıyordu devletin sempatik televizyonları, sen ise aşkı kürtaj masasına yatırmıştın, aşkı aldırırken gözlerin kapalıydı, neşterini keskin camlardan seçmiştin, canım yanıyordu, c/anım kanıyordu, kan ve can kaybından bir aşk daha ölüyordu,
Bir odun gibi kırılıyordu,
Kırılan her şey gibi kırılıyordu,
Susuyordun.
Beni hayatının belli safhalarından siliyordun,
Susuyordum.
Kaldığımız yerden belki, ben şiirimin bir yerine, her harfin arasına virgüller biriktiriyordum, eylemdi bu
Usulca yarına çıkma umuduydu bu, hani yarın yine olur dersin ya işte öyle bir şeydi.
“Hayatta saadeti yapan şeyler çok küçük parçalardır.” Demişti biri, acaba parçalar çok küçük olduğu için mi göremedik, yoksa aşkın sa/adeti bırakmak mıydı?
Sen giderken dünya üstüme çöktü.
Cellatlar, ölümüme gülümsedi
Sarı dişleriyle, fütursuz.
Bir ipin ucu diyordu
Kahramanın biri…
Tarihe yazdıracak kendini belli,
İnceldiği yerden kopuyordu.
Ben yine küfür oluyordum,
Bir piçin salyalarında
Sen giderken ben üşüyordum,
Soba üşüyordu,
Yol durmuştu,
Sen gidiyordun,
Güneş peşinden,
Yıldızlar peşinden,
Pencere peşinden,
Ben kalıyordum.
Nöbetçi_Piyanist
Eşkiyalara ithafen