belkide yolun kıyısında durup
eski ağaçlara selam vermeliydik
bu gece sizin için dudaklarımızı kırmızıya boyayıp
şarkılar söyleyeceğiz
yada şiirler asıp sabahın boynuna
yeni isimler seçeceğiz
kalbinizin içinden geçen

heyecan katarlarını sırtına yüklemiş
çok pahasına az
az sevgi gibi narin bir duygu
azarlanıp üzülsek daha iyiydi
gök pınarlarında ağlayan iki kişi
veya
bu kulvar zaten yaşanmış olabilir
siz onu görüp heyecanlandınız aniden
bense düşürmedim gardımı hiç yüreğimden

ne demek namus adaları
ay iki günlük yol
denizin dibi suskun
gibi
sözler edip karıştırdım aşkını
benim seni daha fazla sevebilme ihtimalini
akıtmak için göğe

be hey kurulu aynasından gülümseyen sevincim
samimiyetsiz olduktan sonra aşk mı yok bize
ne söylersen söyle
ayrılmıyorlar bizden
sihirbaz olmalısınız belki de
göz kapaklarıma uykular asan
yalanlar olmalısınız

o zaman
karanlığın içinde kızıl şarkılar söyleyen
işaretlenmiş kişiyim ben
bahtı açık sabahlara akabilirim
ne hoş
hatırlamıyorsunuz bile
beyazın girdabında dönen ölümsüzlüğümüzü

oysa ne içten bilmeceler türettik sizin için
kapı kolları
şal kırmızısı yada balkon
sarhoşluğunuz
bıyığınız ve dudaklarınızın altında sular geçildi

ey öteden daha öte içim
seviyorum deme sakın
aşkın kuduran hançeri için.