zümrüt-ü ank-â kuşunun gözlerinde sevdim ben seni
kendi küllerinden yarattım yüreğimi
alaz alaz yandığımdanmıdır nedir bilinmez
hep sana yazdım asiliğini şiirlerimi
hadi uzatmada tut ömrümün tam ortasından
bir fincan kahvenin telvesinde buğulansın
sabahın ayyaş vakti.
keremin aslıyı sevdiğide yalan
ferhatın şirene vurgunluğuda yalan aslında
ben yeniden yazdım yüreğimin mürekkebi ile senli sevdamı
tüm göz altıları fişlenmişliklere aldırmadan sevdim seni
ilagel ne kadar yağmur damlası varsa
zebil etmeden içtim yanaklarıma.
hoş geldin eskimeyen sevdam
hoş geldin kışımın yazı
zümrütü ankâ kuşunun gözlerinde sevdim ben seni
eskiyen yüzümün yeni gülümseyişi
hoş geldin ömrüme hoş geldin
doğduğu gün bu yürek seni seveceğini biliyordu sanki
hoş-una asacaktı azgınlığını kızıl goncaların
tüm çocukların hayalleri ile doğacaktı yıldızlar geceye
ispanyol hapishanesinde cılk yumurta kokusu parangalar
buz gibi üşüyordu kardelen kayaların böğründe
aşktan yana hesaplaşacak ne kaldıysa
kara kara yanmaktıda küllerin ten yanığı kokusunda
öznesi eksik şiirlerine yarım yamalak aşklar saran şair gibi
na tamam aşkların hüzün yumağı
geride ne kalırsa kalsın senden arta
tığ gibi gencecik aşk doğurdum sana
tüm yasaklı şiirlere rağmen ,seni yıkadım yüreğime
nereden doğarsa doğsun güneş
benim için sen doğuyordun dünyama
tüm eskitme aşkların bir bir çiziyorum üstünü
erkencecik erkencecik seni doymak için acıkıyordum akşamlara
geri sayım zehir zemberek hesap günü
hep sen ol istiyorumda
ya sen bitersen ...
ben ölürsem yokluğunun renksizliğine
ya bu rüyadan uyanırsam....!

Emel Bayrak

24/01/2014 18:43