1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1774
Okunma
sağa sola sekmeden tam hiza duvarın üstü
cam parçaları serpili taş kalplerde yansıma
güneş bir başka anlatıyor o eski şarkıyı
ben bahçenizin arkaya bakan penceresinde
sevinçlerinizi görmeye gelmiştim
merdiven kokuları çok ilginç
kapı aralarından sızan gürültülere rağmen
o ilk çocukluk yıllarının kapsar durumu hala ağzımda
hala neyzen bir satıcı gibi ilk katta duraklarım
sakın duyduklarıma inanmayın siz
sultan ve ahmet iki iyi kardeşler
hünerli elleri odun taşır her daim
uzak yollardan ahşap paletler gelir
gündüz bir yığın kışlık
arta kalanlardan bilyeli arabalar
yol sever hafif bayırlardan saçlarımız uçuşarak geçerdik
bu mutlululuğun rüyasına kapılıp
zamanlar çabuk geçsin isterdik
sen ölmedin yüreğimde yaşıyorsun şarkısını
haylaz sinan için de söyledim
abisinin kuyruğuydu
belki az belirir çok güldürürdü
tespihten tasma yapar cumayı haram ederdi
kıp kızıl bir öfkeye dönsek de
sana içimizden ne çok gülerdik
incir ayı
sarmaş dolaş çiçekler ve karanlıkta koku
lunapark yolu
mezarlıkları saran sakinlik
ve bir birimizi duya bilecek kadar az nefes alırken
eşlik ediyormuş gibi vişne ağacına
meyvesini ayın ışığına katıp gülümsemesi
sırtımızda yaşayan ölüleri uyandırdı
bakışırdık yüzümüzün yüzüyle eski çocukların
parmağını şah damarına değdirip bayılan
baygınlığından sihirli ışıklar çalıp uyandıran gecenin huyu
kaldırımlarla bezeli yeni bir şehir
kahkahalar kopuyor koşun
ıslanmak için yüreği dolu bulutlarda.
5.0
100% (10)